Haklı Şikayet
1484 Okunma, 0 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

26/07/2014

- İsrail’deki kınama haklıdır. Cezası verilmelidir.  Ne var ki savaş sadece askeri hedeflemez, tüm halkı ve ülkeyi yıldırıp teslim almak ister.

-  Büyük devletler her türlü yıldırıcı silahları ele geçirip insanları yönetmeye başlarlar. Küçük devletlere bu silahları kullandırmazlar, böylece onlar hiçbir zaman sömürüden kurtulamazlar. Sorun İsrail’in büyük devlet olup olmaması sorunudur.

 

- Sivillerin öldürülmesi meşru değildir ama buna tedbir alınmalıdır.

- Savaş meşru ise, savaşta suçsuz olanlar da ölecektir. Savaşı ortadan kaldırmak da mümkün değildir. O halde uluslararası meşru savaş hukuku olmalıdır. Buna uyanlar ittifak halinde olmalıdır. Bu hukuka uyanlar birlikte saldırmalıdır. Bugün Sermaye kendi çıkarları için tek devlet haline gelmesi şeklinde yönlendiriyor.

 

- Savaşta kaybedenler her zaman güçlerini kaybetmezler. Almanya ve Japonya buna misaldir. Savaşı kazanan İngiltere ise askeri gücünü kaybetti.

- Savaş sermaye tarafından çıkartılmıştı. Birilerini zengin yapma değildir. Yahudileri İsrail’de toplamayı hedefliyordu. Müstemlekecilik yerine ekonomik sömürüyü yerleştirmek için yapılmıştır.

 

- İsrail ve Filistin bir devlet olamazlar. Filistinliler komşulara katılabilir. Savaş Arap İsrail savaşına dönüşür. İsrailliler yok edilemezler ama Filistinlilerle uzlaşabilirler.

- İsrail Filistin çatışması ABD’deki sömürü sermayesinin kendi üstünlüğünü korumak için oluşturduğu bir savaştır. ABD’de sermaye yenilince İsrail Filistin savaşı durur. Yahudilerle Müslümanlar arasında hakem kararları ile varılan uzlaşma üçüncü bin yılı barış içinde geçirilir.

 

27/07/2014

Bize nasıl yansır?

- Dünya değişiyor. Biz de değişmek zorundayız. Demokraside bu nasıl olacaktır?

-1960 darbesiyle Türkiye dinsizleşecek artık dünyada Müslüman kalmayacaktı. Olmadı. Askerler demokrasiyi getirdiler. Türkiye İslamlaştı. Sermaye dine müsaade edip şeriatı getirmeme görevini Demirel’e verdi. Karşısına Erbakan çıktı. CHP ile koalisyon yaptık. Sermaye’nin çatıştır yönet sistemini çürüttük. Humeyni Bursa’da idi. İran da benzer siyaseti uyguladı. Erbakan Sermaye’yi tüm dünyaya tanıttı. Rusya’da ve ABD’de inkılaplar odu. Artık din karşıtı siyaset tarih oldu. Yani dünya kendi kendine değişmedi, Türkiye değiştirdi.  Düzeni çökertti ama henüz Adil Düzen’i kuramadı. Adil Düzen dünyaya yayılacaktır. Sorunlar çözülecektir.

 

- Seçmen dünyadaki değişmeleri takip edebilecek mi? Uyum sağlayacak mı? Kulelerin yıkılması ne idi?

- ABD’de halk uyanmaya başladı. Sömürü sermayesini destekleyen Cumhuriyetçilerden yüz çevirdi. Yahudiler ABD’yi terk edip Asya’ya taşınma hazırlıklarını yapıyorlardı. Kuleleri bunun için yıktılar. Savaşı çıkarmadılar. Amerikan halkı Demokratlara kaydı.  Patron sermaye Türkiye’de yatırımlara başladı.

 

-Eylemleri ikiye ayırmamız gerekir. Büyük gücün yaptığı bir planın bir adımı olabilir, yahut yerel oluşmuş bir sıkıntının sonucu olabilir. Ona göre tavır almalıyız.

- Yerel sıkıntılardan doğan eylemler, kolayca giderilir. Taviz versin yine sorun çözülür. Büyük planın bir adımı olan uygulamayı önlememiz sadece bir adımın geç atılmasını sağlar. Buna alacağımız tedbir yerinden yönetim ve herkesin kendi yerinde tedbir almasıdır, savunmasıdır. Sonunda eylemleri ülke dışında tutmadır. Bu şekildeki devletler sonunda birleşip galip gelirler.

 

- Halkın sesi yankıdır. Medya söyler, halk tekrar eder.

- Çağımızın en önemli dört sorunundan biri medya sorunudur. Bağımsız yazarlar oluşturamadıkça bu sorunu çözemeyiz.

 

- Kıbrıs’ta İngilizleri Rumlar istemiyordu. İngiltere Türkleri kışkırtarak arayı açtı. Sonunda biz kazandık. Bülent Ecevit kahraman oldu.

- Erbakan Mustafa Kemal’in yurtta sulh cihanda sulh ilkesini delerek Kıbrıs’ı fethetmek istedi. İngiltere’nin de işine geldiği için kabullendi. Bülent Ecevit Erbakan’ın baskısıyla Kıbrıs çıkarmasına razı oldu.

 

- Dış güçler içimizi kendilerine yönlendirirler ama bunu aşmamız gerekir.

-Bunun için;

a) Küçük devletin komşu toprakları fethetme hedefi olmamalıdır. Onları yönlendiren de uzak durmalıdır.

b) Küçük devlet saldırı ordusuna değil savunma ordusuna sahip olmalıdır. Ülkeyi kendi silahıyla savunmalıdır. Silah gücü ile değil insan gücü ile saldırıları püskürtmelidir.

c) Küçük devlet uluslararası işlerde tarafsız olmalı ve büyük devletlerin çatışmalarında da tarafsız olmalıdır. Tuttuğu taraf galip gelecekse o zaman da haklının tarafını tutmalıdır.

 

02/ 08/2014

Seçimin sonuçları

- Ülkenin sınırları yalnız siyasi değildir. İktisadi ve dini sınırları da vardır.

- Adil Düzen’de sınırlar sadece siyasidir. Güvenlik amacı ile çizilmiştir. Yerel hizmetleri sağlamak içindir. İlmi, dini ve mesleki sınırlar yer sınırlaması ile değil ilişkilerle çizilmiştir. Ayrı para ayrı ekonomik çevre oluşturur.

 

- Ülkeler başka ülkelerde üniversiteler kurarak etki etmeye çalışırlar.

- Gülen Cemaati bunu yapmıştır. Dünyayı rahatsız etmiştir. Üniversiteler milli olmalıdır.  Akademiler uluslararası olmalıdır, Latince ve Arapça ders yapmalıdır.

 

- Okulların yanında ekonomi ve güvenlik de vardır. Ucuz mal üretiyorsa, onun mallarını alırız. Güvenliktir. İç ve dış güvenliğinizi komşularla güçlendirirsiniz.

- İlim, din, ekonomi ve siyasette denge sağlanmışsa, biri diğerini sömürmüyorsa komşuların her türlü ilişkileri herkes için yararlıdır. Sorun Sermaye’nin ve siyasetin diğer kurumları tahakküm altına almasından ileri geliyor. Başka dil üniversitelerinde okumalıyız ama ülkemizde bir üniversite bitirmek şartı ile o diploma geçerli olmalıdır.

 

-Erdoğan’ın dış siyasete yönelik böyle planı vardır. Partide muhalifleri vardır. Erdoğan gidince partide fark olur mu?

- AK Parti, Akevler kökenli Milli Görüşçüler ile ANAP kökenliler tarafından kurulmuştur.  Kurucuları; Erdoğan, Gül, Atalay, Arınç, Çiçek, Şahin, Gönül ve Aksu’dur. Babacan ve Davutoğlu sonradan katılmışlardır. Bu sekiz kurucuyu yakından tanıyorum. Bunların her biri başbakanlığı yapacak kabiliyettedir. Bunların hiç biri kendi çıkarı için başbakan olmayı düşünmez. Hepsi İslamiyet’e hizmet etmeyi ve ülkemizi yüceltmeyi ideal edinmiştir. Aralarında görüş ayrılığı olsa da bu hiçbir zaman çatışmaya kadar gitmez.

 

- AK Parti’de bölünme olabilir. CHP yeni lider bulabilir, MHP de bunu yapabilir.

- Ekmeleddin %40’tan fazla oy alırsa, iki partiyi birleştirip seçime güçlü alternatifle girecektir. %30’dan aşağı oy alırsa, bu birleşme hevesinden vazgeçmelidir. Arada oy alması de girişimcilere sebep olur. Bir partinin başarılı olması için mevcut partilerden daha iyisi ile gelmesi gerekir. Bugünkü AK Parti 28 Şubat hükümetlerinin başarısıdır.

 

- Partiler kendi doğrultularında ama uyumlu şekilde bir siyaset yapmalıdır.

- Gelecekte neler olacağını doğru tayin etmek gerekir. Ondan sonra herkes kendi arabası ile o hedefe doğru birlikte ilerlemeli.

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

Yorum:

Gelecekte neler olacak?

1- Gelecekte insanlar iki gruba ayrılacaktır. Biri kuvvetlinin haklılığına dayanarak çatışan gruplardır. Bugün bunlar hakimdir. Sermaye ve siyaset güçlüyü haklı kılmaktadır. Ekonomik ve siyasi sömürü devam etmektedir. Gelecekte devletler ikiye ayrılacak. Biri sömürü düzenine son verecek. Barış devletleri olacak bunlar, hakem kararları ile aralarındaki nizaları gidereceklerdir. Diğeri hakemliği kabul etmeyen gruplar olacak. Bunlar saldıracaklar. Barışçı gruplar bir olup bunlarla savaşacak. Savaşı barışçı grup kazanacaktır.

2- Barış devletlerinin iki dayanağı olacaktır. Biri müspet ilimdir.  Hakemlerden oluşan yargı önce müspet ilme dayanarak sorunları çözecektir. Müspet ilim verileri barışçı devletlerin temel dayanağı olacaktır. İkinci dayanakları da bugün dünyaya hakim olan dört büyük dinin verileri olacaktır. Dinlerin ortak çalışmaları sonucu koyacaklar. Adil Düzen’i gelecekte herkes benimseyecektir.

3-  İnsanlık devletler halinde örgütlenecektir. Toprakların bir kısmına bu devletler sahip olacaktır. Kendi topraklarında her devlet bağımsız olacak ve dış hukukunu kendisi oluşturacaktır. Denizler, devletlere ait olmayan topraklar insanlığa ait olacaktır. İnsanlık burasını bütün insanlığa ortak olarak sunacaktır.  İnsanlık yeryüzünü kıtalara ayıracak ve burada kurduğu merkezi yönetimler insanlığa hizmet edecektir. Buna göre Avrupa Birliği tek devlete dönüşmeyecek, Birleşmiş Milletler bir ulus teşkilatı olacaktır. Devletler hizmet verecek, halka hükmetmeyecektir.

4-Yeryüzünde kooperatifler kurulacak, ekonomiyi ne tekel sermaye ne de tekel siyaset yönetecek. Kooperatifleşen küçük işletmelerin maşeri kararları ile dünya demokratik yoldan yönetilecektir.

Dünyanın geleceği budur. Türkiye de bunda başrol oynayacaktır.

 a) Türkiye dünya karalarının merkezindedir.

b)  Türkiye tarihi uygarlıkların merkezindedir.

c)  Türk halkı ırkçı değildir. Türk halkında dini taassup yoktur.

d) Üçüncü bin yıl uygarlığının ilk adımları Türkiye’de atılmıştır. Devletçilik, halkın yapamayacağı işlerin kamu işletmelerince yapılması Türkiye’de uygulanmıştır. Türkiye, Latince yazıyı kullanan tek İslam ülkesidir.

Akevler 1960’larda bunları görmüş ve bu istikamette çalışmaya başlamıştır. Bugün o istikamette başarılı adımlar atmıştır. Türk aydınlarının Akevler külliyatını iyice tedkik etmeleri gerekir.

 

 

 

Süleyman Karagülle






Sayı: 268 | Tarih: 3.08.2014
Mahir Kaynak
Haklı Şikayet
Gelecekte neler olacak?
1484 Okunma
Süleyman Karagülle
Yusuf Kaplan
Bayramın ruhu
Bayram ve rüyalarım
1220 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Biz bağırdıkça İsrail
Günaydın
1096 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
"Okur" olmadan "yazar" olmanın dayanılmaz ağırlığı
Bu zihniyetle her şey mümkün!
1047 Okunma
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler