‘Casus var’ diye ağlaşan bir devlet
1142 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

29.03.2014

CASUS.

Adı üstünde.

Senin çok gizli bilgilerini toplayacak, süper mahrem toplantılarına dalacak, duyulmaması gereken konuşmalarına kulak uzatacak, ortamlarını dinleyecek, en sır dolu bilgilerini yayacak, acayip gizemli planlarını deşifre edecek, seni gafil avlayacak, “Girilemez” dediğin odana girecek, sağır odanı bülbül gibi şakıyan oda yapacak.

*

Casus.

Adı üstünde.

Casusluk yapacak.

*

Casusluk yapan casusa...

“Abi sen niye casusluk yapıyorsun ki? Niye bu işlere girişiyorsun ki?” demek ile fırıncıya “Sen niye ekmek yapıyorsun ki?” demek arasında hiç fark yoktur.

*

Devletin en mahrem bilgileri bir casusluk faaliyeti kapsamında ortalığa döküldüğünde parmaklar, öncelikle casuslara değil, görevi “casusluk faaliyetlerini önlemek” olan kişilere çevrilir.

Denir ki:

“Babalar, siz bu işi hiç kıvıramıyorsun, bu kaçıncı yahu!”

*

Parmakların ikinci çevrileceği kişiler, devleti yöneten kişilerdir.

Onlara da şöyle şeyler söylenir:

- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: Devletin en mahrem bilgilerinin konuşulduğu toplantıyı, komşu teyzelerin altın gününü dinlemekten daha kolay hale getirebildiniz?

- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: Telefon dinlemelerinin ayyuka çıktığı ve tam da bu nedenle süper müteyakkız olmanız gereken bir dönemde, en mahrem toplantınız bile dalga geçilir gibi dinlenebildi?

- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: Bu casusluğu yapanlara dair tek bir somut kanıt ortaya koyamayıp “Paralel de paralel” dışında bir şey diyemediniz, diyemiyorsunuz?

- Siz nasıl devlet yönetiyorsunuz ki: “Bu bir savaş ilanıdır” dediniz, ancak kimin savaş ilan ettiğine dair tek bir somut olgu ortaya koyamadınız ve düşmanını bile tam olarak bilemeyenler konumuna düştünüz?

*

Devlet, bir casusluk olayıyla karşılaştığında...

Bu türden faaliyetleri önlemekle görevli olanlar ve devleti yönetenler, “Casus var, casus var” diye ortalığı velveleye vermezler.

“Ben casusluğu önleyemiyorum, önleyebilen gelsin” derler.

Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/26105711.asp

 

Yorum:

Necva ve casusluk

BİR: Devlet başkanı, yöneticiler necva yani gizli konuşma yapamaz. Zaten her şeyleri açık olursa casusluk ortadan kalkar.

İKİ: Zalim düzenin gereği olarak casusluk yapılıyor, gizli toplantı da yapılıyor. O zaman şu iki soru sorulur:

  • Eğer en gizli ve en mahrem bölgedeki toplantı dinlenebiliyorsa ve bunu MİT saptayamıyorsa MİT müsteşarı beceriksizliğinden dolayı görevden alınmalıdır.
  • Eğer en gizli ve en mahrem bölgedeki toplantı dinlenebiliyorsa ve bundan MİT haberdarsa veya aracı oluyorsa o zaman yine MİT müsteşarı görevden alınmalıdır.

Her halükarda devletin korkunç bir zaafı vardır.

ÜÇ: Başbakan paralel devleti yanlış yerde, uzaklarda arıyor. Ufuklara bakmaktan vazgeçip burnunun dibine baksa uykudan uyanacak.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 250 | Tarih: 30.03.2014
Yusuf Kaplan
Diren,son direnen adam!
Erdoğan gitse bile!
1160 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
‘Casus var’ diye ağlaşan bir devlet
Necva ve casusluk
1142 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Ne olduğu bilinmez, ettiğinden bellidir
Seçim Bekleyişi
1109 Okunma
Tayibet Erzen
Hüseyin Gülerce
31 Mart sabahı
Hayırlısı olsun
1098 Okunma
Zafer Kafkas
Mahir Kaynak
Geleceğe Bakış
İnsanlığın Geleceği
1090 Okunma
7 Yorum
Süleyman Karagülle


© 2024 - Akevler