Erbakan:Dalgakıran ve dalgakuran
1179 Okunma, 0 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

Erbakan: Dalgakıran ve Dalgakuran

Yusuf kaplan

28 şubat 2014

Rahmetli Erbakan, sadece siyasî bir hareketin öncülüğüne hapsedil/e/meyecek kadar Türkiye'nin kaderinin şekillenmesinde kilit oynamış bir öncüdür: Önalan ve önaçan bir tarihî şahsiyettir.

Daha da önemlisi, Hoca'nın önalıcığı ve önaçıcılığı, sadece Türkiye'nin coğrafî sınırlarıyla da sınırlı değildir; Türkiye'nin medeniyet coğrafyasına kadar uzanır.

CUMHURİYET TARİHİ'NDEKİ İLK SEMBOL ŞAHSİYET

Karşımızda, hem Türkiye'nin yakın tarihinin akışında bir dalgakıran rolü oynamış, hem de küresel sistemin zorbalıklarının, haksızlıklarının ve hukuksuzluklarının nasıl aşılabileceğini gösteren D-8 gibi Cumhuriyet tarihinin en büyük küresel projesine imza atmış, dalgakuran işlevi görmüş küresel bir Müslüman şahsiyet var.

Hoca, Cumhuriyet tarihinde çıkardığımız ilk büyük sembol şahsiyettir. Sembol şahsiyet'le karizmatik şahsiyet arasında bir derece farklılığı değil, bir mahiyet farklılığı vardır.

Her sembol şahsiyet, karizmatik şahsiyettir; ama her karizmatik şahsiyet sembol şahsiyet değildir.

Karizmatik şahsiyet, bir şekilde duran tarihi harekete geçirir. Ama sembol şahsiyet tarihin akışını değiştirir.

MİLAT OLARAK ERBAKAN

İşte Hoca, 1908 yılından itibaren ivme kazanan, 1923'le birlikte kesin bir dönemece giren ve bizi tarihten sürgün eden başaşağı gidişe 'dur' demiş, bu başaşağı gidişi tersine çevirmiş, Türkiye'nin hem tarihî derinliğini, hem de irfanî derinliğini aynı anda harekete ve hayata geçirecek bir silkiniş, diriliş ve varoluş yolculuğunun tohumlarını ekmiş bir sembol şahsiyettir.

İki yüzyıldır iliklerimize kadar yaşadığımız ikinci büyük medeniyet krizinin hem nasıl anlaşılabileceğine, hem de nasıl aşılabileceğine ilişkin tarihî atılımlara ve açılımlara öncülük etmiş bir dalgakıran ve dalgakuran kişi olarak tarihe geçmiştir.

Erbakan, bu dalgakıran ve dalgakuran rolüyle, bu ikiyüzyıllık fetret döneminde milat olarak kilit rol oynamıştır: İkiyüzyıllık medeniyet krizi tarihimizde bir Erbakan'dan öncesi, bir de Erbakan'dan sonrası vardır artık.

ERBAKAN'DAN ÖNCESİ: YOKOLUŞ SERÜVENİ

Erbakan'dan öncesi, Türkiye'nin tarihî derinliğini ve medeniyet iddialarını yitirdiği, tarihten sürgün yediği bir yokoluş serüvenidir. Yaklaşık yarım asır süren bu dönem, bizim Müslüman olduktan sonraki tarihimizin en karanlık dönemidir. Tarih yapan, medeniyet kuran ve medeniyeti koruyan tarihin akışını belirleyen bir aktörden, kurucu bir özne'den, tarihte tatil yapan, Batılıların yaptıkları tarihte sadece figüran rolü oynayan bir nesne'ye dönüştüğümüz, tarihten çekildiğimiz ve her şeyimizi yitirdiğimiz bir çöküş dönemidir bu.

…………………

Ancak Erbakan'la birlikte, Türkiye, yeniden medeniyet iddialarına sahip çıkan, İslâm'ın adalete, hakkaniyete, sulhe ve kardeşliğe dayalı dünya tasavvurunu hem Türkiye'nin siyasî hayatında, hem de sosyal, kültürel ve entelektüel hayatında ülkemizin gündemine taşıyan bir yolculuğa soyunabilmiştir.

'Millî Görüş' hareketi, Türkiye'de, medeniyet iddialarımızı ümmet bilinci ekseninde bu topraklarda yeşerttiğimiz bin yıllık İslâmî ruhu eksene alan, çok yönlü, bütün medeniyet coğrafyamıza uzanan yerli ama hem bölgesel hem de küresel bir harekettir.

'Millî görüş' hareketinin motto'su hâline gelen 'millî ve manevî kalkınma' fikri, sanıldığı gibi, modern, seküler, kalkınmacı, niceliksel bir siyasî, iktisadî ve sosyal kalkınma fikri değildir.

Bir direniş ve silkiniş, bir diriliş ve varoluş hamlesidir. Bir medeniyet çağrısıdır.

Bütün bir İslâm dünyasını ortak bir hedefe, gayeye ve yöne yönlendirme kaygısı güden bir hakikat yolculuğudur.

HEPİMİZ, ERBAKAN'IN PALTOSUNDAN ÇIKTIK!

Hak-Batıl mücadelesine dayanan medeniyet fikri ekseninde yapılan 'millî görüş' yolculuğu, Türkiye genelinde, hayatın her alanında, İslâm'ı yörünge konumuna yerleştirmeyi başarmıştır.

Artık, Türkiye'de hiç bir hareket, hiç bir oluşum, İslâm'ı devre dışı bırakarak varolamaz. İslâm'ı devre dışı bırakan her tür hareket, kısa devre yapmaya mahkûmdur.

İslâm, hayatın her alanında, geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde, yörünge hâline gelmiştir zira.

Hoca'nın dalgakıran ve dalgakuran mirası, aynı zamanda, yansımasını İslâm dünyasında da bulmuştur.

D-8 projesi, hem İslâm dünyasının nasıl toparlanıp yeniden tarihe gireceğinin, hem de küresel sistemin haksız hegemonyasının nasıl kırılabileceğinin, dolayısıyla yeni bir dünyanın nasıl kurulabileceğinin en önemli göstergelerinden biri olan küresel bir projedir.

O yüzden şu cümleyi gönül rahatlığıyla kurabilir ve Hoca'yı rahmetle, minnetle ve şükranla böyle anabiliriz: Hepimiz, Erbakan'ın paltosundan çıktık. Hepimiz, Erbakan'dan, onun kurduğu 'millî görüş' hareketinden 'süt etmiş' hakikatin hakikatli çocuklarıyız.

Not: Bu yazı, Anadolu Gençlik Dergisi'nin, Hoca'nın vefatının üçüncü sene-i devriyesi için hazırladığı özel sayıda yer alan yazımın kısaltılmış versiyonudur.

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/erbakan-dalgakiran-ve-dalgakuran/50542

yorum;

Adil Düzensiz ibretlik bir Erbakan yazısı!

Hemde 28 şubatın ve Erbakanın vefatının yıldönümünde.

Bu yanlışı! kimse yapmaz,Yusuf  hocamızdan başka.

Demek ki bizim beklentilerimiz başka Allahın(cc) takdiri başka.

“Ummadığınız yerden ve zamanda”meselesi.

Allah bu(c.c).

Safa ile merve arasında gidip geliyorum.

Hacer(as) misali.

Bakalım Allahu teala ne zaman,nereden  hangi yolu açacak.

Müminler Adil Düzeni  kurar ve O’nu korumak uğrunda ölür ya.

Ben partide ısrar ediyorum…

 

 

 

 

 

 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 246 | Tarih: 2.03.2014
Yusuf Kaplan
Erbakan:Dalgakıran ve dalgakuran
Adil Düzensiz ibretlik bir Erbakan yazısı!
1179 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Telefonumu dinlediler diye ağlaşan iktidar
Pensilvanya değil, Manhattan
1096 Okunma
5 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
İstihbarat Reformu
Çözüm nedir, ne yapılmalıdır?
1054 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
Tayyip Erdoğan bunları neden böyle öfkelendirdi?
Fitnenin öfkeye dönüşmesi
1052 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Hüseyin Gülerce
Parlayan ışığımıza ne oldu?
Sahte Işık
1036 Okunma
Zafer Kafkas