Türban sorunsalının yokluğunda neyi tartışacağız?
1048 Okunma, 1 Yorum
Mehmet Barlas - Sabah
Tayibet Erzen

Eski Çin'de iki kentin arasında demiryolu döşenmiş. Kentin yaşlılarından biri demiryolunu planlayan mühendislere "Bu yaptığınız bize ne kazandıracak" diye sormuş. Mühendisler de "Tren sayesinde zaman kazanacaksınız ve at arabası ile üç günde gittiğiniz komşu kentlere, birkaç saatte gidebileceksiniz" diye cevaplamışlar bu soruyu.
Yaşlı Çinliyi bu cevap tatmin etmemiş.
- Peki ama kazandığımız zamanı ne yapacağız, diye sormuş bu defa...
Buna benzer bir durumu bizler de Türkiye'de yaşamıyor muyuz?
"
Kadın milletvekilleri TBMM'ye türbanla girerlerse ne olur" sorunsalı üzerinde yıllardır yapılan çeşitlemeler ve rejim tartışmaları bir anda buharlaştı...
- Peki şimdi bu çözümsüz sorun yok olunca, biz neyin kavgasını yapacağız?

Çok da kötümser olmayalım
Ancak zamanı boşuna ve müsrifçe harcama duvarında açılan bu deliğe takılıp, çok da kötümser olmaya galiba gerek yok. Hem toplumsal genlerimiz, hem de içinde bulunduğumuz coğrafya, zamanı harcamak konusunda bizlere sonsuz ufuklar açıyor.

 

Tamamı için Not supported field expression!

Yorum:

Neyin kavgasını yapacağız?

Bereket versin Türkiye’de sorun, sorunsal ve gündem oluşturma gibi bir sorunumuz yok. Sadece alışkanlıkları bırakmak zordur, hepsi bu. Halk yıllardır yapılan bu başörtüsü zulmünden usanmış ve bu konudaki hassasiyetiyle serbestliğin her seçim döneminde siyasilerin baş vaatleri arasında yer almasına sebep olmuştu. Ciddi bir rantın sağlandığı bu sorunsal büyük ölçüde çözüldüğüne göre o boşluğu dolduracak bir şeylere ihtiyaç var demektir. Kokusu çıkar elbet, beklemek kâfi.

Asıl önemli olan bundan sonra gündeme gelecek sorunun gerçek bir sorun olması ve çözümlenmesinin istenmesidir. Yoksa Menderes niye asıldı, 82 darbesi olmasaydı daha mı ilerde olurduk, 28 Şubat ile aslında ne hedeflenmişti gibi gündem kirliliği hedeflenerek tartışılan konular ne bize bir şey katar, ne de tarihi gerçekleri değiştirir.

Bütün bunları bir yana bırakalım ve hep birlikte gerçek sorunlar üzerinde duralım. Bugün görüldüğü gibi yıllardır sorun haline getirilen ve binlerce insanın mağduriyeti ile sonuçlanan başörtüsü zulmü sonlandırılabiliyormuş. Her ne kadar iktidar bu vaadini ancak 12 yılda gerçekleştirebilmişse de bu büyük bir adımdır, bazı hadsizlerin zannı gibi bir metrekarelik bir şov malzemesi veya seçim yatırımı değildir. İşte bunu söyleyen zihniyet tam da böyle düşündüğü için her yönden diplerdedir. Halk artık uyanık, hem de sandıkta herkese haddini bildirecek kadar uyanık.

Tüm bu gerçeklere rağmen ille de kavga istiyorsak; adaletsiz yargı sistemiyle, kötü eğitim sistemiyle, taraflı ve ölçüsüz basın ile, işsizlik ile, çevre kirliliği ile, insan kirliliği ile kavga edelim. Bunların yerine daha iyilerini getirebilmek için kavga edelim. Yeter ki isteyelim, bu dünyada uğruna kavga edecek dava çok.

 

 

Tayibet Erzen


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
08.11.2013
08:04

YENİ KAVGA KONUSU BELLİ OLDU!..





Sayı: 229 | Tarih: 3.11.2013
Yusuf Kaplan
İnsanın sürgününü uzatma daha fazla..üfle sur'a..
Öncü kuşak nasıl yetişir?
1196 Okunma
2 Yorum
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Yapımız Uygun Mu?
Üçlü İttifak
1172 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Örtü özgürlüğünün sağladığı üç fayda
Olmayan yasağın kalkması
1151 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Şevket Eygi
Önemli Olan Laiklik Değil Din Hürriyetidir Meclis
Şimdi Sırada Ne Var?
1071 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Türban sorunsalının yokluğunda neyi tartışacağız?
Neyin kavgasını yapacağız?
1048 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler