Başka türlü bir şey
1155 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

06.06.2013

Aşk olsun size çocuklar aşk olsun

TAM “Laikçi kafa yine sahnede” diyecekler. Bir de bakıyorlar ki: Sokağa çıkan çocukların “laik/İslamcı karşıtlığı” adı verilen o köhne ve bayat gerilimden haberleri bile yok.

*

Tam “Bunlar askere davetiye çıkarıyorlar” diyecekler.

Bir de bakıyorlar ki:

Sokağa çıkan çocuklar öyle rengârenk, öyle mavracı, öyle şakrak, öyle kafalarına göre takılıyorlar ki... Bu çocukların bırakın hakiyi, herhangi bir tek renge bürünmeyi arzulama ihtimalinin bile sıfır olduğunu fark ediyorlar.

*

Tam “Bunlar inançlı kadroları hazmedemiyor” diyecekler.

Bir de bakıyorlar ki:

Sokağa çıkan çocuklar “Miraç Kandili’ne saygı” bildirileri yayınlıyorlar, aralarından bazıları “Dindarım ve buradayım” diyor.

*

Tam “Bunların kökü dışarıda” diyecekler...

Bir de bakıyorlar ki:

Sokağa çıkan çocuklar süper bağlantısız, süper acemi, süper hercai ve süper naif... Bırakın kökü dışarıda olmayı, herhangi bir kökleri bile yok...  

*

Tam “Bunlar 27 Mayıs özlemcisi” diyecekler...

Bir de bakıyorlar ki:

Sokağa çıkan çocukların babaları 27 Mayıs’ta dünyaya bile gelmemiş... 27 Mayıs’ın Türkiye’si, onların babalarının Türkiye’si bile değil...

*

Tam “Bunları CHP yönlendiriyor” diyecekler...

Bir de bakıyorlar ki:

Sokağa çıkan çocuklar arasında CHP’yi ciddiye alan bile yok.

*

Aşk olsun size çocuklar, aşk olsun.

Bütün ezberlenmiş tezleri, teorileri, analizleri, karşıtlıkları, stratejileri, yaklaşımları, kullanılmış bir mendil gibi tarihin çöp sepetine fırlatıp attınız.

Bütün ezberleri bozdunuz.

Her gün seksen anket yaptırarak toplumun nefes alışını bile ölçtüğünü zannedenleri allak bullak edip şaşkına çevirdiniz.

*

Sizi hiç ama hiç anlayamayan bugünün muhafazakârlarını, bir zamanlar “Nereden çıktı bu başörtülüler, her taraf onlarla doldu şekerim” diyen ve o dönemin gelişen toplumunu anlayamayan dünün laikçilerinin konumuna düşürdünüz.

Gelişen toplumun özgürlük taleplerine kulak tıkayanların, dün olduğu gibi bugün de zamana yenik düşmelerinin mukadder olduğunu gösterdiniz yedi iklim dört bucağa...

Hakikaten aşk olsun size, aşk olsun.

*

DİKKAT: Bu yazı, altı gün boyunca Taksim ve Gezi Parkı’nda yapılan eylemler izlendikten sonra yazılmıştır. Yazıda geçen “çocuklar”, Taksim ve Gezi Parkı’ndaki şenlikli protestoya katılan “çocuklar”dır. Sapmayalım, saptırmayalım.

Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/23443787.asp

 

Yorum:

Provokasyon

Sene 1993. Sivas’ta Madımak olayları yaşanıyor. Olaylardan 1-2 hafta öncesinde on tane adam beliriyor şehirde. Uzun boylu, renkli gözlü, cübbeli ve bereli bu adamların düzgün Türkçesi var.

Camilere giriyor, çıkıyorlar, Müslüman mahallesinde salyangoz sattırılmaması gerektiğini lanse ediyorlar. Mahalli gazetelerde buna uygun yayınlar yapılıyor.

Olayların olduğu gün bir başka sakallılar grubu ortaya çıkıyor ve oteli yakıyorlar.

Olaylar bitiyor. Bu gruplar ortada yok. Olaylarla ilgisi olmayan adamlar içeri atılıyor ve hapislerde sürünüyor.

Sene 1995. Tüm Türkiye’de hekimlerin özlük haklarını protesto için doktorlar iş bırakıyor. Ben Sivas’tayım. Organizasyon yapılıyor. Hastanenin bahçesinde yürünüp hastaneye dönülecek. Gazeteciler bahçede. Aniden doktorlardan biri önceden hazırlanmış bir sandalyeye çıkıyor ve basın açıklamamızı okuyacağım, diyor. Biz birbirimize şaşkın şaşkın bakıyoruz. Hükümete, tabipler odasına istifa çağrıları yapıyor, sol görüşlerini bizim basın açıklamamız gibiymiş okuyor. Arkasından bir grup sloganlar atmaya başlıyor, hükümet istifa, tabipler odası istifa diye. Bir anda kendimizi öyle bir pozisyonda buluyoruz ki. Ve bir daha böyle bir organizasyona katılmaya tövbe ediyorum.

Her nerede böyle toplanmalar oluyorsa, her nerede bir kalabalık oluşuyorsa orada provokasyon vardır, provokatörler vardır.

Gezi parkı olaylarında da Ahmet Hakan gibi gazeteciler sadece geyik olsun diye oraya giden gençlerin üzerinden olaya bakıyor. Oysa bu olaylar üç ay öncesinden hazırlanmış, tezgâhlanmıştır. Bunu MİT Başbakana bildirmiştir. Ancak nerede olacağı bilinmiyormuş. Olayların buradan başlatılmasına Başbakan şaşırıyor.

Bütün olaylar bir projedir. AK Partinin suyunu ısıtma ve gönderme projesidir. İşi biten AK Partinin artık saf dışı edilmesi vakti gelmiştir.

Zaten AK Parti bu haliyle, bu zalim düzenin kurallarıyla hak düzeni getirebilirse biz Kuran’ı tamamen yanlış anlıyoruz demektir.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 208 | Tarih: 9.06.2013
Ahmet Hakan
Başka türlü bir şey
Provokasyon
1155 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Şevket Eygi
Daha ne İstiyorlar?
Allah'tan Bela
1083 Okunma
Emine Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Post-siyaset süreci,Türkiyenin kuşatılması ve öte
Ak partinin paradoksu mu,balonunun patlaması mı?
1019 Okunma
Ali Bülent Dilek
Hüseyin Gülerce
Mesele, park meselesi değil.
Yeni Bir Düzen İhtiyacı
1009 Okunma
Zafer Kafkas
Mahir Kaynak
Siyasi Yapı
Taksim Gezi Parkı
990 Okunma
8 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
Başbakan'ın coşku ile karşılanması dış medyayı et
Nasıl Bakmalı?
975 Okunma
Tayibet Erzen