Sessizliğe inanıp her şey çok güzel sanmayın
1231 Okunma, 1 Yorum
Can Ataklı - Vatan
Mesut Karaaytu

İki gündür dağdan inen teröristlerin Türkiye’de kahramanlar gibi karşılanmasının görüntülerini ve haberlerini izliyoruz.

Gözlediğim kadarıyla bağırıp çağırmayan ama sessizce öfke seline dönüşmeye başlayan bir tepki var kamuoyunda.

Gelen yazılı ve sözlü mesajlardan bunu anlamamak mümkün değil. Bu, şimdilik biraz da şaşkınlık havası taşıyor ama günler geçtikçe daha mantıklı bir temele oturabilir.

İktidar “içini doldurmadan” açıkladığı bir açılımda bu noktaya geldi. Bundan sonrasının kontrolü elinden çıkabilir, dikkatli olmalı.

Bu arada AKP’ye destek veren kitlelerin de şaşkınlıklarını gizleyemediklerini gözlemliyorum.

İktidarın her yaptığına koşulsuz destek veren bazı televizyon kanalları bile “dağdan inme şanlı törenleri” karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.

Örneğin önceki sabah AKP’ye çok yakın bir kanalın sunucusu, “Dağdan inmeleri nasıl karşılıyorsunuz?” sorusunu soruyordu izleyicilere ve e-posta atmalarını istiyordu.

İlginçtir ki, sunucu gelen mesajları bir türlü okuyamadı ama sadece benim izlediğim süre içinde 4 kere “Sayın izleyiciler, eğer küfürlü ve hakaret içeren mesajlar gönderirseniz bunları yayınlayamayız” uyarısı yaptı.

AKP açılım yaparken, işi ayırıma ve düşmanlığa doğru sürükleyebileceği ihtimalini mutlaka göz önünde tutarak stratejisini elden geçirmeli.


Yorum:

Günlerdir televizyonlar gazeteler bütün medya yerli yabancı güney doğudaki açılımların bir ürünü olan kandilden mahmurdan güya PKK nın barış elçilerinin Türkiye, ye giriş görüntülerinin DTP lilerin karşılama töreni düzenleyip, otobüs üstünden sanki şehri yâ da ülkeyi fethetmiş insanlar gibi çaka satarak dolaştırılmaları,  oğlunu hayatının baharında toprağa vermiş tüm anaları babaları yakınlarını o kadar üzdü ki anlatılmaz sadece yaşayan bilir. Bırakın oğlunu kocasını şehit vermiş insanların rahatsız etmeyi, benim gibi sıradan insanları bile o kadar rahatsız etti ki. Askerlik muayenesine gittiğimde; şubede şube başkanına şu sözü söylemiştim” beni komando yazın gönüllü doğuya gitmek istiyorum”  dediğimde bana” manyak mısın kafayı mı yedin, ne yapacaksın o dağlarda” demişti. kaderin cilvesi ki gene askerliğim güneydoğuya çıktı ve o uçsuz bucaksız dağlarda vatan borcumu seve seve yaptım. Hiçte gocunmadım oralara gittiğime. Hiçte üzülmedim. Yeri geldi kar yığınlarının üstünde sabahladık. Yeri geldi kar üstümüze yağarak sabahladık ve o bu gibi havalarda dizlerimiz donardı da gene sesimiz çıkmaz. Hiç isyan etmezdik, etmedim de o kıymetli değerli vatan evladı arkadaşlarımızla ve bir gün oralara o dağlara gittiğime pişman olacağım hiç aklıma gelmezdi. ta ki o güya PKK nın barış elçisi diye bu güzel vatan topraklarına kahraman gibi giriş yaptırılan vatan hainlerinin o görüntülerini görünceye kadar ve içimdeki burukluğu kırıklığı anlatmaya kelimeler yetmiyor. Neymiş barış elçileri neymiş barışı neyin elçisi hangi devletle ne savaşı yaptık ne barışı yapacağız biz kimseye ne savaş açtık ne savaş başlattık. Kendi dilinden kendi soyundan gördüğü o insanlara kurşunu sıkanda, onları çoluk çocuk demeden katledende gene onlar. Güya Kürt halklarının özgürlüğü için yapıyorlar bu yaptıklarını ama ortada çok güzel bir oyun var ve bu oyunu gerçekten yabancı güçler aktörlerine çok iyi oynatıyorlar.  Şöyle uzak değil on yıl öncesine kadar bu ülkede irtica tehlikesinin eksik olmadığı bir gün yoktu. Şimdi ne irtica tehlikesi kaldı ne sözü geçiyor sistematik bir şekilde aktörleri tarafından ülke bu günler hazırlandı ve bu günlere getirildi. Şöyle düşünüyorum da inanan insanlar dini hassasiyetleri konusunda ya da başörtüsü konusunda hiç böyle milyonlarca ya da yüz binlerce kişiyle gösteri ya da protesto yaptı mı?  hiç sanmıyorum adamlarda ki cesarete bakın ki devlete millete kurşun sıkan insanları kahraman gibi karşılamak için tören yapıyorlar ve bunda da hiç bir bahis görmüyorlar.  Uyanın ey Müslümanlar uyanın ve kendinize gelin hem değerlerinize hem ülkenize sahip çıkın Allah birlik dirlik içinde bu güzel ülkemizi ilelebet daim eylesin selam ve dua ile.

 

Mesut Karaaytu


YorumcuYorum
Lütfi Hocaoğlu
26.10.2009
15:26

O PKK’lıları dağdan Ak parti indirmedi ki. Ak partiyi oyuna getirdiler.

Ona artık ihtiyaç kalmadığı için tasfiye edilecek olan PKK’ya merak etmeyin biz sizi öyle bir tasfiye edeceğiz ki bunu zafer havasında yapacaksınız dendi.

Bunun için Başbakan ve Cumhurbaşkanı dolduruşa getirildi ve onlara Kürt açılımı sloganı kullandırıldı. Sonrasında İmralı’daki Öcalan’ın muhatap alınmasını sağlamak için çalışmalar yapıldı ancak Başbakan onu muhatap almadı.

Bunun üzerine Öcalan İmralı’dan emir verdi ve 34 kişi zafer havasında geldi ve neticede şu sonuç ortaya çıkarılmak istendi: Apo olmadan açılım yapamazsınız.

Bunun için DTP sürekli çalıştı, kongresinde iki eş başkan (yani partinin asıl başkanının iki yardımcısı) Öcalan olmadan bu açılım olmaz dediler. Gelenler zafer havasında karşılandı.

Burada resmen bir politik oyun oynanıyor. Zaten bitecek olan bir terör örgütü siz bitirmediniz ben kendim kendimi bitiriyorum diyor. Aynı oyun İspanya’da ETA’nın tasfiyesinde, İngiltere’de IRA’nın tasfiyesinde oynandı. İncelerseniz bunları görürsünüz. Terör örgütleri bu şekilde tasfiye edilirler, başka şekilde değil.

Bunun için iki yol var: Ya sabırla baklenecek ya da ABD ile işbirliği yapılacak (şunu unutmayalım uluslararası alanda başka bir devletten istenen her şeyin verilecek bir bedeli vardır) ve Kandil ve Mahmur’u boşaltması istenecek. Bunun üzerine Öcalan istesin ya da istemesin oradan PKK’lılar mecburen gelip teslim olacaklar ve DTP ve Öcalan’ın havası sönecek.

Sonuçta her iki halde de PKK’nın artık işinin bittiğini bilmeyen yok.





Sayı: 20 | Tarih: 25.10.2009
Hakan Albayrak
Başbuğ için istifanın tek alternatifi
2308 Okunma
Veysel İpekçi
Oktay Ekşi
PKK meşrulaştı
1839 Okunma
15 Yorum
Vahap Alma
Fatma K. Barbarosoğlu
Cumhuriyetin Dindar Kadınları veya
1433 Okunma
Fatma Zafer
Mehmet Şevket Eygi
Çarpık ve Azgın Bir Toplum Ne Zaman Batar?
1408 Okunma
Emine Hocaoğlu
Hayrettin Karaman
İki Batı
1382 Okunma
Hilmi Altın
Yılmaz Özdil
Apo paşa
1346 Okunma
1 Yorum
Leyla Okta
Ahmet Hakan
Al sana İsrail karşıtı yazı
1310 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Siyaset müzesi
1308 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Taşgetiren
Süreç öncesinde gerçekte ne oldu?
1274 Okunma
Zübeyir Erol
Bekir Berat Özipek
Baran’ın eve dönüşü için yolu açık tutmalı
1251 Okunma
1 Yorum
Bünyamin Demir
Ahmet Altan
Bu böyle kalmaz
1242 Okunma
Özer Ataç
Cengiz Çandar
Çuvala sığmayan 'kâğıt parçası'
1235 Okunma
Ekrem Fildişi
Mehmet Altan
Son dakika...
1232 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Can Ataklı
Sessizliğe inanıp her şey çok güzel sanmayın
1231 Okunma
1 Yorum
Mesut Karaaytu
Nazlı Ilıcak
Bardağı yere bırakın bugün
1221 Okunma
1 Yorum
Fatma Karuç
Fikret Bila
Erdoğan'dan sitem
1216 Okunma
2 Yorum
Harun Özdemir
Ali Bulaç
Başbakan'a örtük mektup (1)
1198 Okunma
1 Yorum
Ahmet Yasir Erol
Zülfü Livaneli
Ezber bozma yazısı
1180 Okunma
Ali Bülent Dilek
Rasim Ozan Kütahyalı
Hepimizin katili bu düzendir!!
1171 Okunma
Recep Yıldırım
Mehmet Niyazi
Toplumsal sorumluluk
1160 Okunma
Abdurrahman Erol
Ruşen Çakır
Sil baştan olur mu? Olursa ne olur?
1158 Okunma
3 Yorum
Tayibet Erzen
Fehmi Koru
Renk cümbüşü ama tek sesli
1116 Okunma
Ahmet Kirtekin
Reşat Nuri Erol
Bu gripte bir domuzluk var
1112 Okunma
Ilker Ardic


© 2024 - Akevler