Erdoğan'dan sitem
1215 Okunma, 2 Yorum
Fikret Bila - Milliyet
Harun Özdemir

22 Ekim Perşembe 2009

 

Ağrı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin yeni akademik yılının açılış töreninde DTP’ye sitem etti.
Başbakan Erdoğan, hem üniversite öğrencilerine hem de Ağrı halkına hitaben yaptığı iki konuşmada da açılım sürecine ağırlık verdi. Başbakan Erdoğan, Mahmur Kampı ve Kandil’den gelen 34 kişinin karşılanması vesilesiyle yapılan gösterileri hedef aldı. Başbakan Erdoğan, DTP’yi hedef alarak gösterileri şöyle eleştirdi:

Ayrıştırma şovu
“Gördüğünüz gibi ayrıştırma şovuna dönüştürüyorlar. Bu, demokratik açılım sürecini baltalayan bir tavırdır. Böyle sorumsuzluk olur mu? Bunları yaptıktan sonra hangi yüzle milletin karşısına çıkıp samimi olduğunuzu iddia edeceksiniz? Kışkırtarak, milli birlik istiyoruz nasıl diyeceksiniz? Hamasete, taşkınlığa karşıyız. Ben onların başlarını ellerinin arasına alıp yaptıkları hatayı düşünmelerini istiyorum.”

‘Silahları bırakın’
Başbakan Erdoğan, 34 kişinin geldiğini, sorgularının yapıldığını ve serbest bırakıldıklarını hatırlattıktan sonra şöyle dedi:
“Tabii gelsinler, daha da gelsinler. Dağdakilerin tümü silahlarını bırakıp gelsinler.”

Kışkırtmalara rağmen devam
Başbakan Erdoğan, 34 kişinin gelmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini de vurguladı. Erdoğan, “İnşallah daha fazla gelirler” diyerek eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Bu süreci ve olayı sorumsuzca kışkırtanları da gördünüz. Bu mudur samimiyet? Kışkırtıyorlar, şovlarla, provokatif eylemlerle sorumsuzca davranıyorlar ama biz onlara rağmen bu süreci devam ettireceğiz. Kışkırtanlara rağmen kardeşliğimizi pekiştireceğiz. Mesele budur. Alt kimlikler, etnik kimlikler bizi ayıramaz.”

‘Biz eşimle buluştuk’
Başbakan Erdoğan, alt kimliklerin, etnik kimliklerin insanların buluşmasına bir arada yaşamasına engel olmayacağı mesajını vererek şöyle konuştu:
“Ben Rizeliyim, eşim Siirtli, biz buluştuk. Ayrılığımız, gayrılığımız yok. Biz platonik aşk yaşamadık, gerçek aşk yaşadık.”
Başbakan Erdoğan, insanların etnik kimlikleri nedeniyle aşağılanmayacakları bir milli birlik ve bütünlük süreci başlattıklarını da vurguladı. 

‘Anneler ağlamasın’
Başbakan Erdoğan, “Hacı Bayram Veli’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Mevlana’nın, Yunus Emre’nin mirasını devraldık, onların önünde boynumuzu eğemeyiz. Milli birlik projemizin amacı da budur” dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Çankırılı anne de ağlamasın, Ağrılı anne de ağlamasın istiyoruz. Ocaklar sönmesin istiyoruz. Anneler telefon başında çocuklarının şehit haberlerini bekliyorlar. Bu haber gelince de Ağrı Dağı gibi yığılıp kalıyorlar. Bunlar yaşanmasın istiyoruz. Kan ve gözyaşı siyasi malzeme olarak kullanılabilir mi?”

‘Başbakan amca...’
Başbakan Erdoğan üniversitenin, bilimin ve teknolojinin önemini vurguladığı konuşmalarında Türkiye’nin hızla geliştiğine vurgu yaptı. Artık Ağrı’nın okullarında da çocukların bilgisayar kullandığını anımsatarak şöyle dedi:
“Eskiden buralara geldiğimizde çocuklar bizden şeker, oyuncak ve para isterlerdi. Şimdi ne diyorlar biliyor musunuz, ‘Başbakan amca, bana laptop verir misin?’”

‘Helga’dan ne eksiğimiz var?’
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin ayağındaki prangalardan kurtulduğunu, engelleri aştığını ve iktidarları döneminde yeni bir ufuk ve vizyon belirlendiğini belirtti. Başbakan, Ağrılılara şöyle seslendi:
“Dünyanın birçok bölgesinde Türkiye konuşuluyor, siz konuşuluyorsunuz. Türkiye’nin dik duruşu konuşuluyor. Türkiye’nin yeri hızla yükseliyor. Yeter ki bir olalım, yeter ki birlik olalım, kardeşliğimizi pekiştirelim, yeter ki ayrı gayrı olmayalım. Benim Ahmet’im, Mehmet’im, Ayşe’m, Fatma’m George’den, Helga’dan geri mi? Elbette değil. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.”

 

 

Y O R U M     :

 

 

EN KISA ZAMANDA!

 

Yöre insanını okutmamışız. Türkçeyi de öğretmemişiz. Açıkçası cahillikten medet ummuşuz. Geçmişte bu konuda bilinçli bir politikanın izlendiğine inanabiliriz.

 

Eleştiriler ağırlaşınca da okullar yapmışız. Bu kez de öğretmen bulamamışız. Bir süre sonra çoğunu PKK yakmış veya PKK’ya yaktırılmış.

 

Kimin yaktırdığını mı soruyorsunuz. Meraklanmayın çok geçmez onu da öğreniriz. Burası Türkiye. Hiçbir gizli iş uzun süre saklı kalamaz.  

 

-“Huda-i nabit” büyük bir kalabalığın terör örgütünün tedrisatına havale edilmesi…

 

-Diğer taraftan örgütün eksik bıraktığını veya inandırmakta zorluk çektiği konuları, sanki eleştiriyormuş ve PKK ile mücadele ediyormuş gibi davranan Beyaz Türklerin “bunlar devlet kurmak istiyor!” deyip yöre insanının aklına karpuz kabuğu düşürmesi..

 

-Beyaz basının ikide bir harita yayınlayıp tarih vererek bu insanları 30 yıl boyunca devlet kurmaya inandırmaya çalışması…

 

            -Dağlara, eylemlere, çatışmalara, ölümlere çağrılar yapılması…

 

Daha neler, neler…

 

Şimdi soru şu:

 

Bu beklentilerin yarattığı psikoz nasıl rehabilite edilecek?

 

Biri çıkmış bu vatandaşlara “Her şeyi bir günde unutun!” diyor.

 

Bunu uyaran ve “Bir dakika dostum” diyen de yok!

 

30 yıllık hikaye hemen mi unutulacak?

 

Nasıl yani?

 

30 yıl süren bir rüyanın hemen unutulması bu kadar kolay mı?

 

Bir kolayı var tabii ki, ama sizin dediğiniz gibi değil! 

 

Hemen mi yoksa bir süre sonra mı, diye tercihimizi yapalım.

 

Ben de “hem!” diyenlerden yanayım.

 

Anlatayım:

 

Halay çekmelerine izin verilirse “en kısa zamanda!”

 

Gaz alıcı gösteriler yapabilirlerse “en kısa zamanda!”

 

Guruplar halinde gelirlerse “en kısa zamanda!”

 

Konvoylarla, alayu vala ile olursa “en kısa zamanda!”

 

Sıkarsak “en uzun sürede!”

 

Horlarsak “en uzun sürede!”

 

Dışlarsak “en uzun sürede!” olur.

 

Tercih sizin… Ben tercihimi yaptım.

 

Çünkü;

 

Yalanlarla eğitilmiş büyük bir kalabalık var. Ne yazık ki, bugüne kadar alınan önlemler, yangına benzin dökmek olmuş. Bazılarına göre ise ekmeğe yağın yanında bal ve kaymak sürmek..

 

Bunun kolay veya daha usturuplu bir yolu var idiyse şimdiye kadar ölümleri izlemek de neyin nesiydi acaba?

 

İşin doğrusu;

 

PKK ile “mücadele”yi paylaşamayanlar bu ülkeye çok şey kaybettirdiler.

 

Şimdilerde ise “çözüm”ü paylaşamıyorlar. Eleştiriler biraz da bununla ilgili.

 

Çözüme aklı ermeyenleri bir kenarda tutarsak…

 

Bu zavallıların zaten çatışmaya da akılları ermemişti ki, çözümü de anlamış olsunlar. Bu aşamada onlara yardımcı olmak çok zor. İnanın çok zor..

 

Dua edelim de,

 

Tanrı onları korusun!

 

 

 

 

Harun Özdemir


YorumcuYorum
HAWAR
26.10.2009
16:11

Sayın başbakanın biz açılımı istiyoruz ama karşılamada yapılan gösterileri eleştrip bunlar barışa zarar veriyor demesini çok ama çok akıllıca bulmuyorum eğer yanlışsam biri bana söylesin.Şimdi benimi bildiğim barışa ve umuda sevinilir ve oraya gelen yüzbinler barışa sevindiler umuda sevindiler ondan halay çekmişlerdir 30 yıldır siz akan kan için ölümler için faili meçhuller için böyle bir kalabalığı savaş için bu bölge(doğuda) halay çekip sevinç gösterileri yaptıklarını gördünüz mü bu yapılan gösterilerin duyarsızca ve provoke etmek için yapıldığını söyleyen siyasetçisinden yazarına ve vatandaşına kadar herkesin barışı sevinci huzurlu yaşamayı bizim buralara çok görüyorlar hazmedemiyorlar diye yorumluyorum ben çünkü bu acıları maddi manevi iliklerine kadar yaşayan bu bölgenin insanlarıdır barışada sevinmek bu bölgenin başta olmak üzere bütün türkiye halklarına düşer.Barış sürecini AKP DTP ve PKK paylaşmak yerine büyük payı ben alayım uğraşında AKP ben ben iktidarım süreci ben başlattım diyor DTP ben arabulucuyum benim kitlem var ben olmasam olmaz diyor PKK de ben in desem inerler inme desem inmezler deyip ismini ve cismini bu süreçte diri tutmaya çalışıyor eğer bu çok afedersiniz sidik yarışına dönerse çözülemez bir hal alır birinden birinin fedakarlık yapıp barışı en çok isteyen olduğunu göstermesi lazım AKP burda bence çok ucuz siyaset yapıyor ben çözmek istiyorum ama bozmak isteyenler var deyip "sil baştan" yaparız diyerek tehditvari konuşmalar yapıyor senki israile wanminut çekmiş liderdin bu iş ya olacak ya olacak mı diyemiyorsun.AĞRI daki çocuk laptop istemiş onu söyleyip demogoji yapabiliyorda o çocuğun annesinin babasının istediği barış ortamını neden cesurca ve dik bir şekilde bu işin arkasında olduğunu dile getirmiyorsun bu sürecin sancılı olacağını kestiremiyormuydu sayın başbakan ilk sancıda yığılacak kadar güçsüz olduğunu zannetmiyorum daha demokrat ve daha cesur bir başbakan istiyorum . VESSELAM ..........

Ilker Ardic
28.10.2009
15:50

Barış güzel ama bunu yaparken 20 yıl koynunda beslyip büyütüp bu Vatan için Askere gönderen sonra Al Bayrağa sarılı tabutunu karşılayan o Güzel Annelere de kulak vermek lazım kanımca en büyük hak onların.





Sayı: 20 | Tarih: 25.10.2009
Hakan Albayrak
Başbuğ için istifanın tek alternatifi
2308 Okunma
Veysel İpekçi
Oktay Ekşi
PKK meşrulaştı
1839 Okunma
15 Yorum
Vahap Alma
Fatma K. Barbarosoğlu
Cumhuriyetin Dindar Kadınları veya
1431 Okunma
Fatma Zafer
Mehmet Şevket Eygi
Çarpık ve Azgın Bir Toplum Ne Zaman Batar?
1408 Okunma
Emine Hocaoğlu
Hayrettin Karaman
İki Batı
1382 Okunma
Hilmi Altın
Yılmaz Özdil
Apo paşa
1346 Okunma
1 Yorum
Leyla Okta
Ahmet Hakan
Al sana İsrail karşıtı yazı
1310 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Siyaset müzesi
1307 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Taşgetiren
Süreç öncesinde gerçekte ne oldu?
1274 Okunma
Zübeyir Erol
Bekir Berat Özipek
Baran’ın eve dönüşü için yolu açık tutmalı
1251 Okunma
1 Yorum
Bünyamin Demir
Ahmet Altan
Bu böyle kalmaz
1242 Okunma
Özer Ataç
Cengiz Çandar
Çuvala sığmayan 'kâğıt parçası'
1234 Okunma
Ekrem Fildişi
Mehmet Altan
Son dakika...
1231 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Can Ataklı
Sessizliğe inanıp her şey çok güzel sanmayın
1230 Okunma
1 Yorum
Mesut Karaaytu
Nazlı Ilıcak
Bardağı yere bırakın bugün
1221 Okunma
1 Yorum
Fatma Karuç
Fikret Bila
Erdoğan'dan sitem
1215 Okunma
2 Yorum
Harun Özdemir
Ali Bulaç
Başbakan'a örtük mektup (1)
1198 Okunma
1 Yorum
Ahmet Yasir Erol
Zülfü Livaneli
Ezber bozma yazısı
1179 Okunma
Ali Bülent Dilek
Rasim Ozan Kütahyalı
Hepimizin katili bu düzendir!!
1171 Okunma
Recep Yıldırım
Mehmet Niyazi
Toplumsal sorumluluk
1159 Okunma
Abdurrahman Erol
Ruşen Çakır
Sil baştan olur mu? Olursa ne olur?
1158 Okunma
3 Yorum
Tayibet Erzen
Fehmi Koru
Renk cümbüşü ama tek sesli
1116 Okunma
Ahmet Kirtekin
Reşat Nuri Erol
Bu gripte bir domuzluk var
1112 Okunma
Ilker Ardic