Reformculara ve Modernistlere Karşı Olalım
1054 Okunma, 1 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

22 Şubat 2013

 

Muhterem kardeşim, şunu çok iyi bilmelisin ki, dinimizi içten yıkmak isteyenler, doğru dinî bilgilerin yanına kasıtlı olarak, az veya çok hatâlı yorumlar, şazz görüşler ilave ederek Müslüman halkın ve gençliğin kafasını karıştırmakta, zihinlerini bulandırmaktadır.

Reformcu, modernist, kimisi Kemalist, kimisi Fazlurrahmancı ilahiyatçı camiasından biri, diyelim 300 sayfalık bir kitap yazdı. Konusu din… Bunun 270 sayfasına Ehl-i Sünnetin de kabul ettiği doğru bilgileri koyuyor ama 30 sayfasını bozuk, yanlış, bid’at, şazz görüşler, teviller, yorumlar ile dolduruyor.

Dört mezhebin ittifakla kabul ve tasdik ettiği zaruriyat-ı diniyenin bazısı hakkında şüphe ve tereddüt tohumları ekiyor.

Hiç Mutezile kelimesini kullanmadan Mutezile mezhebinin Ehl-i Sünnete aykırı bozuk görüşlerini hakmış, doğruymuş gibi anlatıyor.

Reformcu ve modernist ilahiyatçılar, Peygamberimizi severmiş gibi görünüyorlar ama kimisi Sünnetin tamamını inkar ediyor, kimisi yüzde yüz inkar etmemekle birlikte hafife alıyor.

Allah, Peygamber, Kur’an, din diyen niceleri var ki, Efendimizin Sünnetini (Salat ve selam olsun ona) AB ve Feminizm normlarına ve ilkelerine göre ayıklamaya cür’et ediyor.

İşte böyle doğru ile yanlış yorumları birbirine karıştıran bozukların kitaplarına itibar edilmemeli, bunlardaki yanlışlar mutlaka çürütülmelidir.

Bozuk, reformcu, modernist, feminist, Kemalist, bid’atçi ilahiyatçıların çoğunluğu maalesef taqiyye ve kitman yapıyor.

Ehl-i Sünnet Müslümanlarının ne yapmaları gerekir:

1. Dinimizi icazetli Ehl-i Sünnet ulemasının güvenli, muteber, doğru kitaplarından öğrenmeliyiz.

2. Sünnî halk ve gençlik bid’atçilerin, reformcuların, mezhepsizlerin, telfik-i mezahipçilerin, Mason Afganîcilerin, Fazlurrahmancıların ve diğer bozukların kitaplarını okumamalıdır.

3. Sünnî Müslümanların alimleri, fakihleri, fâdılları,ziyalıları, sorumluları Ehl-i Sünneti savunma, ehl-i bid’ati çürütme konusunda genel, yoğun ve etkili bir kampanya açmalıdır. Bu hizmet yazılı, basılı, etkili olarak yapılmalıdır. (Şifahî ve uçucu dğil…)

4. Ehl-i Sünnet birleşerek bir İslamî Bilgi Bankasıkurmalı ve ilmî araştırmalar yapıp Türkçe, Arapça, İngilizce bütün İslam dünyasına hizmet vermelidir.

5. Halkın ve gençliğin bir kısmı o kadar cahil kalmıştır ki, Ehl-i Sünneti yıkmak, onun yerine Fazlurrahmanın Tarihsellik bozuk mezhebini getirmek isteyen bazı taqiyyeci şahışları Sünnî sanmaktadır.

2000’li yıllarda Türkiye Sünnileri Şeyhülislam Mustafa Sabri, onun yardımcısı Düzceli Zahid el-Kevserî, Yusuf İsmail en-Nebhanî, MekkeŞafiî Reisüluleması Ahmed Zeyni Dahlan gibi büyük ulema ve fukahaya muhtaçtır.İstidatlı ve yüksek ahlaklı muhlis genç hocaların yeterli sayısı onlar gibi, onların yolunda yetiştirilmelidir.

Bir çürük incir, bir çuval incire zarar verirmiş. Bir din kitabında zaruriyat-ı diniyeye aykırı bir tek yanlış olsa bile o kitabın yazarıreddedilmelidir.

Büyük politikacılara danışmanlık ve akıl hocalığı yapan bozuk ilahiyatçılar eski İslam medreselerinin ve tasavvuf tarikatlarının açılmasın karşı çıkıyor.

Çünkü medreseler ve tarikatlar Ehl-i Sünnetin kaleleridir. Açılmaları ehl-i bid’atin ve ehl-i reformun işlerine gelmiyor.

Bugün ülkemizde Ehl-i Sünneti savunma ve ehl-i bid’at ve ehl-i reformu çürütme hizmetleri son derece yetersizdir.

Reformcular, modernistler, Afganîciler, Fazlurrahmancılar, Kemalistler, neo-Mutezile, neo-Haricîler, Rafizîler, Necdîler, fıkıh düşmanı mezhepsizler büyük tahribat yapmıştır.

Allahı iki çehreli bir Roma putuna benzeten zındığı bile birtakım İslamcılar baş tacı etmektedir. (Türkçeye çevrilen kitbında “Allah gerçek bir Janus’tur (=Hoda Janus-i hakikî est)” cümlesini yazmıştır.)

Ehl-i Sünneti savunmakla vazifeli birtakım kimseler bu vazifelerini hakkıyla yapmazlarsa çok büyük ve ağır vebal altında kalacaklardır.

Yazının devamı için;

http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Reformculara_ve_Modernistlere_Karsi_Olalim/13831

Yorum:

Rehber Olalım

Dinimizle ilgili yazılan kitaplarda yanlış bilgiler varsa bunlar tespit edilmeli ve açıklanmalıdır. Pozitif ilimleri ve Kuran ilimlerini bilen kişiler tarafından  yanlışlıklar tespit edilmelidir. Daha sonrada bu yanlışlıkların doğruları ispat edilerek yazılmalı ve yayınlanmalıdır. Yoksa kişilere kitap yazma yasağı getirmek çok yanlış bir şeydir. Yasak konuldukça istek artar.

M. Şevket Eygi ehli sünnet Müslümanları dinimizi doğru, güvenilir kitaplardan okumalı ve öğrenmeli demektedir. Bunların neler olduğunu açıklamamaktadır. Bu yazıyı okuyan kişiler bu doğru kitapların neler olduğunu nasıl bilsinler!

Her topluluk kendi yaptıklarını herhangi bir alternatif getirilmedikçe doğru görür ve kabul eder. Bundan dolayı Kuran da her sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar demektedir. O halde herhangi bir konuda çok çeşitli yorumlar olabilir. Bunları okumalı ve en güzeline uymalıyız.

Üstelik Kuran ayetleri de yorumlanırken sadece bir yorumu yoktur. Bu şekilde olsa idi hüküm çıkarmak için Kuran Arapçasını zorunlu tutmazdı. Arapça grameri bilenler, Arapçanın inceliklerini bilerek yorumlarlar. Bundan dolayı Kuran dinamiktir.

 

 

 

Emine Hocaoğlu


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
27.02.2013
04:25

Fatma Barbarosoğlu

Türkiye ilerledi mi?

Nabi Hoca'nın mihmandarlığında cevap arıyoruz… Yaptığımız her hayırlı işe besmele ile başlarız. Ümmi diye küçümsediğimiz, hayatımızın direği kadınların, çocukluğum boyunca Besmele ile iş tutuşlarına biraz da şaşırarak baktım. Turşu kuranlar, hamur yoğuranlar, aşure kaynatanlar her daim abdestli olmaya dikkat ederdi. Abdestli olmak hem maddi ham manevi olarak temiz olmak temiz durmak anlamına gelirdi. Terziler halet-i ruhiyelerinin iyi olmadığını hissettiği zamanlarda kumaşa makas vurmazdı. Ağırım biraz ifadesi bana biraz müsaade anlamına gelirdi. İşin kıvam tutması için iki hususa çok dikkat edilirdi. Gönüllü olmak, yapılan işe Besmele ile başlamak. Kıvamsız işlerde -bu kahveden, çorbaya ev temizliğinden börek yapmaya kadar evin içinde söz konusu olan her şey için geçerliydi-eğer iş bir genç kızın elinden çıkmış ise sen bunu gönülsüz mü yaptın eleştirisi gelirdi. Yaşı büyük olanlara besmele çekmeyi mi unuttun denirdi. Şimdi size batıl inanç olarak gelecek bir husus daha vardı. İklimi ağır olandan başlangıç işleri kaçırılırdı. Yeni bir örgüye başlanmış mesela o sıra kim geldiyse örgünün akıbeti oradan değerlendirilirdi. Sermet Hanım geldi sular seller gibi biter şimdi bu, ya da Nebahat Hanım geldi bu iş elimde çürür gibi ifadeler günlük konuşmaların tuzu biberiydi. Bunları niye anlatıyorum?

...

DEVAMI İÇİN:

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/FatmaKBarbarosoglu/turkiye-ilerledi-mi-nabi-hocanin-mihmandarliginda-cevap-ariyoruz/36517





Sayı: 193 | Tarih: 24.02.2013
Mahir Kaynak
Başarı nedir?
Adil Düzen’de İstihbarat
1290 Okunma
5 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Tezler ve antitezlerle Karadeniz meselesi
Sentez
1211 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Barış sanki Tayyip Erdoğan'ın şahsi meselesi
Toplumsal Başarı
1079 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Reformculara ve Modernistlere Karşı Olalım
Rehber Olalım
1054 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Hüseyin Gülerce
Ben milliyetçiyim...
Yerinden Yönetim
996 Okunma
Zafer Kafkas