Açı­lım ve iç po­li­ti­ka
1090 Okunma, 0 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

12.09.2009

 

Son günlerde demokratik açılımın siyasi partileri nasıl etkileyeceği kamuoyu yoklamaları ve bunlara dayanan analizlerle inceleniyor. İktidarı değiştirecek bir etki beklenmiyor ama sınırlı bir oy kayması olacağı sonucuna varılıyor.

Siyasal iktidar seçimlerle belirlenir ama olaylar halkın davranışlarını büyük ölçüde etkiler. Bunu bilen güç odakları yarattıkları ortamla halkı yönlendirir.

Son günlerde yaşanan terör eylemleri ve buna DTP’nin kayıtsız kalması, daha açık bir ifade ile kınamaması bu partiyi açılım sürecinin dışına itecek gibi görünüyor. Yani bu eylemler hedef aldıklarına değil yandaşı sayılanlara zarar verecektir. Bundan sonra DTP’nin sürece dahil olmayacağı söylenebilir.

Önümüzdeki dönemde siyasetin hangi yönde değişeceğini anlamak için dünyadaki eğilimlerden başlayarak analiz yapmak gerekir. Bu eğilimlere uygun düşen partinin AK Parti olduğu ve başka bir partinin bu rolü üstlenmediği gözleniyor. Bir alternatif yaratma gücüne sahip geleneksel büyük sermaye ve onların desteklediği medya dünyadaki eğilimlere ve yeni yapılanma içinde Türkiye’nin oynaması gereken role uyum sağlayamadığı için yeni bir orta sağ oluşumunu gerçekleştiremiyor. Ayrıca etkilerini sınırlayacak yeni bir sermaye sınıfı ve bunların desteklediği bir medya ortaya çıkıyor. Kendi medyaları da ciddi bir tehdit altında.

Bunları haklı ya da haksız bulmak sonucu değiştirmez. Çünkü kendileri de benzer bir sürecin ürünleridir. Onlar da siyasi amaçlarına ulaşmak için nice masum insanı kederlere boğmuştur.

Meseleye ülke çıkarları açısından bakılırsa açılım süreci ülkeyi çok ileri bir aşamaya taşıyacaktır. Ancak bunun için geçmişteki değer yargılarını terk etmek gerekmektedir. Bu yargılar halkın bir bölümünün devlete karşı olmasına neden olmuş ve vatan kurtarıcıların iktidarı ele geçirmeye çalışmasına yol açmıştır. Eğer ülkede bir darbe gerçekleşseydi iktidara gelenlerin bugünkü iktidarı destekleyen güç odaklarını tasfiye etmeleri ama geleneksel büyük sermayeyi ayakta tutmaları doğal bir sonuç olacaktı. Bu geleneksel sermaye ve onların desteklediği medyanın darbeci olduğu anlamına gelmez ama bundan çok istifade edecekleri aşikardır.

Siyasi partilerin hepsinin açılımı desteklememesi sorun olmaz. Ancak tavırları engelleme düzeyine varırsa siyasi istikrarsızlık doğar ve bunu beklemiyorum.

Açılım tek taraflı olarak ve devlet tarafından gerçekleştirilecektir. Yani bir müzakere ve pazarlık söz konusu değildir, masanın her iki tarafında da devlet olacaktır. Bu son derece doğaldır çünkü halkın sorunlarına çözüm aranmaktadır ve en iyi çözümü devlet bulur. Böylece mahalli güç odaklarının kendi çıkarlarını korumak ve etkilerini sürdürmek amacıyla süreci bulandırmaları engellenir. Bu konuda devletin bölge halkını her açıdan mutlu kılacak, onları ekonomik gerilikten, bunun yarattığı feodal ilişkilerden kurtaracak tedbirler alacağını umuyorum.

Şu sıralarda gözüm Kuzey Irak’ta. Buradaki bir istikrarsızlık bölgedeki yerel güç dengesini önemli ölçüde değiştirir.

Yorumlar:

 

Ektiğimizi biçiyoruz” yazısında; “Demokratik açılım terörü artırdı. Açılım teröre karşı değil de dünyada itibarımızı artırmak için olmalıdır” denmiştir.

Yorumcunun özet cevabı:

Terör Kürtlerin oluşturduğu bir şey değildir. Kürtlerle anlaşmak terörü yok etmez. Açılımın gayesi dış itibarımızı artırmak değil devletin Türk halkı nezdinde itibarını artırmak olmalıdır.

 

“Bisiklet ekonomisi”nde ise; borçlanarak refahını artıran sonra borcu ödeyerek refahı düşürmek zorunda kalır. Bunu da başaramaz. Kredi üretime verilmeli, halk bankalar değil üreticilere borçlanmalı diyor.

Yorumcunun özet cevabı:

Teşhis doğrudur. Tedavi ise faizsiz ve cebri icrasız kredidir.

 

“Açılım ve iç politika” yazısında; “DTP’nin artan terör olaylarını kınaması onu demokratik açılım dışında bırakacaktır. Sermaye ve medyasına karşılık yeni sermaye ve medyası ortaya çıkıyor. Geleneksel sermeye Ergenokonculardan yararlanabilirdi. Sorunun her iki tarafında yalnız devlet olmalıdır.”diyor.

Yorumcunun özet cevabı:

DTP’nin açılım dışında kalması demek açılımın iflası demektir. Darbecilik gelenekçi sermayenin organize ettiği teşkilattır. Dışardan destek almayınca havada kalır.

 

Yorum:
Türkiye’nin dört komalık sorunu içinde terör yoktur. Dış borç, işsizlik, yargının bağımsızlığı olmayışı ve dış sermayeye bağlı yargı Türkiye’nin komalık sorunlarıdır. Dış borç kalkarsa Türkiye’ye yapılan dış baskılar kalkar. Terörün de beli kırılır. İşsizlik ortadan kalınca terör eleman bulamaz. Tarafsız bağımsız etkin ve saygın yargı Türk halkına güven verir, gelişen bağlar terörü de korkutur. Bize göre terör henüz Türkiye’de komalık bir hastalık oluşturmuyor. Yoğun bakıma gerek yoktur. PKK Türk ordusunun karşısında çok zayıftır. Ordumuzun elini kolunu bağlamazsak PKK olayı bir kaç günlük olaydır.

 

Demokrat Partinin başaramayacağını ABD tarafından kendisine iki yıl biçildiğini yazmıştık. Olaylar bizi yalanlamadı. ABD bu işte başarıya ulaşamadı. Şimdi bir tahminde daha bulunacağım. AKP’nin yaptığı faaliyete bir şey demiyorum. Yararı vardır. Ancak demokratik açılım başarıya ulaşamayacaktır. Bunun sebepleri şunlardır:

 

a)      AK Parti eskiden kötü olan 12 kişi ile görüşüyor. PKK’nın kaynağı eski soldur. Oysa PKK ile mücadeleye girerek Evren, Erbakan, Demirel ve Karagülle ile görüşmelidir. Bunlar ömürlerini bu kışkırtmalara son vermek için çaba gösterdiler.

b)      Halka çözümler götürülür, destek aranır. Halka çözümler sorulmaz. Halkı siyasi partiler temsil eder. Onlar çözüm üretmez, çözüm üretenleri seçer. Halk çözüm üretebilseydi o zaman partilere, filozoflara ve peygamberlere gerek olmazdı.

c)      Bir şeyi istemek başka onu elde etmek başkadır. AK Parti iyi niyetli olarak istiyor ama çareyi aramakta samimi değil. Dışarıdan istimdat bekliyor. Halbuki henüz dünya Adil Düzen gelmemiştir. Türkiye üzerindeki kötü emeller dünyada sona ermiştir. Yanlış var sayıma dayanan çözüm sonuç vermez.

d)      Sorun Kürt sorunu değildir. Sorun İslam sorunudur. İslamiyet yeryüzünden silinip gidecek mi yoksa varlığını sürdürecek mi? Türkiye İslam kalacak mı yoksa dinsizleşecek mi? Türk halkı Müslüman kalacaksa, Türkiye’de demokrasi gelecek mi gelmeyecek mi? Nihayet Türkiye’de milli hâkimiyet gerçekleşecek mi?

 

İşte sorun budur. Henüz İstiklal savaşımız bitmemiştir. Ancak Adil Düzen geldiği zaman bu savaş sona erer. Kuvayı Milliye ne zaman ki Kuvayı Adiliye’ye dönüşür, istiklal tamamen o zaman gerçekleşir. Devlet demek adalet demektir. El mülkü esasül adldir.

 

 

Süleyman Karagülle






Sayı: 15 | Tarih: 20.09.2009
Hayrettin Karaman
İslam'da barış ve din hürriyeti
1549 Okunma
Hilmi Altın
Mehmet Niyazi
Devlet ve adalet
1480 Okunma
Abdurrahman Erol
Mehmet Şevket Eygi
Râbıta
1198 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Hakan Albayrak
Er-bakan ve açılım
1168 Okunma
Veysel İpekçi
Cengiz Çandar
Nusaybin'den Nisibis'e...
1104 Okunma
Ekrem Fildişi
Ahmet Taşgetiren
Dilipak açılımı
1103 Okunma
Zübeyir Erol
Mahir Kaynak
Açı­lım ve iç po­li­ti­ka
1090 Okunma
Süleyman Karagülle
Toktamış Ateş
Güçlü ordu, güçlü devlet
1077 Okunma
Osman Eskicioğlu
Ahmet Altan
Devlet Babanın Sonbaharı
1059 Okunma
Özer Ataç
Yılmaz Özdil
Nerde o eski bayramlar...
1058 Okunma
Leyla Okta
Mümtazer Türköne
Başbakan’ın ödeyeceği bedel
1053 Okunma
Arif Ersoy
Nazlı Ilıcak
Menderes'i anıyoruz
1050 Okunma
Fatma Karuç
Ruşen Çakır
Açılım önce Erdoğan’ı açtı
1013 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Bir ‘devşirme’den eski dostlara sorular
998 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Can Ataklı
Başbakan rakibine dava açmaz
996 Okunma
Mesut Karaaytu
Fehmi Koru
Bu kadar fanatizm ayıptır
985 Okunma
Ahmet Kirtekin
Reşat Nuri Erol
Ramazan, sel ve ekonomi
983 Okunma
Ilker Ardic
Oktay Ekşi
Sırasıyla
971 Okunma
Vahap Alma
Zülfü Livaneli
Sizin çocuğunuz boğaz kesse onu kurtarır mıydınız?
971 Okunma
Ali Bülent Dilek
Bekir Berat Özipek
Yargı reformuyla ilgili beş yanlış
956 Okunma
Bünyamin Demir
Fikret Bila
Baykal: "Mektup gelsin, değerlendiririz"
932 Okunma
Harun Özdemir


© 2024 - Akevler