Neredesin BDP
1051 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

27.10.2011

TAMAM, Van Belediye Başkanı’nın BDP’li olması nedeniyle yardım faaliyetlerinden ve devlet organizasyonundan uzak tutulması doğru değil.
Fakat bir sorun var:
Bölgenin en örgütlü gücü olan BDP’nin deprem yardım faaliyetlerinde ortalıkta gözükmemesine ne diyeceğiz?
Siyasi bir eylem söz konusu olduğunda kendilerini en öne atan milletvekilleri nerede? Öcalan için dev yürüyüşler düzenleyen BDP örgütleri nerede?
On binleri meydanlarda toplama gücüne sahip BDP önderleri nerede? Devletten bağımsız onca işi başaran bu parti, devletten bağımsız bir yardım kampanyasının öncülüğünü yapamaz mıydı?

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

28.10.2011

 

Neredesin BDP (2)

BDP’li Sırrı Sakık aradı.

Dedi ki: “Bizi eleştirmişsin. Şu anda arabadayız. Aysel Tuğluk, Leyla Zana ve diğer arkadaşlar da yanımda... Van Belediye Başkanı arabayı kullanıyor. Köylere gidiyoruz.”
Dedim ki: “Biraz geç kalmadınız mı?”
Dedi ki: “Elimizden gelen yardımı yapıyoruz. Belediyelerimiz topladıkları yardımları bölgeye ulaştırıyor. İmkânlarımız kısıtlı.”
Dedim ki: “Size karşı önyargılı falan değilim. Fırsattan istifade şu BDP’ye bir çakayım diye hareket etmiyorum. Sadece beklentilerimi ifade ediyorum.”

Evet, evet... Beklentiler...
Ama hemen söyleyeyim: Bu beklentiyi yaratan BDP’lilerdir.
O BDP’liler ki bölgenin en etkili örgütsel gücüne sahip olduklarını defalarca kanıtladılar.
O BDP’liler ki “ha” deyince binlerce kişiyi Gemlik’e doğru seferber edebildiklerini kanıtladılar.
O BDP’liler ki göz yaşartıcı bombaların, copların, panzerlerin üzerine üzerine gittiler.
O BDP’liler ki hapse girmeyi göze aldılar.
O BDP’liler ki konu İmralı falan olunca kendilerinden geçtiler.
Ama iş ne zaman ki depreme geldi...
“Ne yapalım? İmkânlarımız kısıtlı” falan demeye başladılar.

Ey BDP’liler!
Devlet sizinle işbirliği yapmıyor olsa da...
Vali sizi dışlasa da...
Bölgedeki bürokratlar sizi yanlarına yaklaştırmasa da...
İmkânlarınız kısıtlı olsa da...
Yine de yapabileceğiniz bir şeyler vardı.
Belediyeleriniz aracılığıyla birkaç tır doldurup Van’a göndererek sorumluluğunuzu yerine getirmiş mi oluyorsunuz?
Daha cevval, daha atak, daha istekli, daha enerjik, daha hızlı olmalıydınız. Hiç öyle “imkânsızlıklar” falan demeyin!
Elinizden hiçbir şey gelmese bile bari depremin ilk günü
Erciş’e gidip bir battaniye altında depremzedelerle birlikte sabahlasaydınız.
Oysa siz bırakın battaniye altında depremzedeyle sabahlamayı, deprem bölgesine adım bile atmadınız. Üç gündür
Ahmet Türk yok ortada...
Gültan Kışanak kayıp...
Emine Ayna’nın izine bile rastlanmıyor...
Söyleyin:
Oraya gitmenizi de mi devlet engelledi?

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

29.10.2011

Cevap hakkı

HAKLARINDA yazı yazdığım iki isme cevap hakkı doğdu.
İşte iki ismin söyledikleri:

* * *

AHMET TÜRK: Sağlık durumum çok kötü olmasına rağmen deprem günü Van’a gitmek üzere uçağa bindim. Van Havaalanı’ndaki olumsuz koşullar nedeniyle uçak seferi iptal oldu. Yine de gidecektim Van’a... Fakat sağlık durumumun gitgide kötüleştiğini fark eden arkadaşlarım beni vazgeçirdiler. Beş gündür yataktan çıkamıyorum. Arkadaşlarımızla haberleşiyorum. Hepsi deprem bölgesindedir. Depremi fırsat bilip BDP’ye yönelik ağır eleştiriler yapılmasını kabul edemem.

GÜLTAN KIŞANAK: Ben depremden altı saat sonra Erciş’teydim. Enkaz kurtarma çalışmalarına katıldım. Diyarbakır Belediye Başkanı Abdullah Baydemir’le birlikte beraberimizde götürdüğümüz ekipmanları devreye soktuk. Sabaha kadar oradaydık. Halkımıza sıcak yemek verdik. Milletvekillerimiz belli bir program dahilinde deprem bölgesinde çalışıyorlar. Olaya siyaset karıştırmak istemiyoruz. Bütün depremlerde yaşananlar sıkıntılar eleştirilir, biz eleştirince farklı anlamlar yükleniyor.

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

 

 

Yorum:

İfsat-Islah

Onlara yerde fesat çıkarmayın dendiğinde “biz yalnızca ıslah edenleriz” derler. Dikkat edin, kesinlikle onlar fesat çıkaranlardır, ancak bunun şuurunda değillerdir. (Bakara 11-12)

Batıda yıkma mühendisleri vardır. Yaşlı binaların nasıl yıkılacağı konusunda mühendislik projeleri yaparlar. Binaların nerelerine patlayıcı koyacaklarını düşünürler ve sonunda binayı öyle bir yıkarlar ki bina kendi içinde tam istendiği gibi çöker. Bu mühendisler bina yapmazlar. Yapmayı bilmezler. Çünkü onların işi yıkmaktır.

İfsat etmede yani fesat çıkarmada yani bozgunculuk yapmada ustalaşanlar ıslah etmeyi beceremezler. İsteseler bile yapamazlar. Organize olamazlar. Ancak fesat söz konusu olduğunda mükemmel bir organizatördürler. Çok kısa sürede insanları toplarlar. Bağırttırırlar, taş attırırlar. Molotof kokteyli ile otobüs yakarlar. Binaların camlarını kırarlar. Küçük çocukları bile fesatları için kullanmak onlar için sadece rutin bir iştir. Bu nedenle fesatta ustalaşanlardan ıslah beklemek büyük bir yanlıştır.

Bunun yerine felaket zamanlarında onların yapacağı tek şey vardır: ıslah eder gibi yapmak. Bunu istemedikleri için değil, beceremedikleri için yapamazlar. Çünkü içlerine işlemiştir yıkıcı mühendislik. Yapıcı mühendislik onlar için çok zordur.

En acısı ise ayette dendiği gibi fesat çıkarırken kendilerinin ıslah edici olduklarını iddia etmeleri ve fesat çıkarıcı olduklarının şuurunda olmamalarıdır.

Allah kimseyi şuursuz hale getirmesin.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 124 | Tarih: 30.10.2011
Zülfü Livaneli
ahlak bilimden bile önce gelir
önce adil düzn aşireti
1336 Okunma
4 Yorum
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Neredesin BDP
İfsat-Islah
1051 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Ekonominin geleceği
Faizli sistemde denge
1048 Okunma
5 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Halka Domuz Eti Yedirenlere Lânet Olsun!
Ruhsatları Elinden Alınmalı
965 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ruhat Mengi
Bu nasıl Kızılay Allah aşkına?
Yazık Oluyor
934 Okunma
Vahap Alma
Ruşen Çakır
Çoğunluk kibri
Enkaz altında kalan insanlık
925 Okunma
Tayibet Erzen