Norveçli Haçlı'nın Manifestosu'nu sizler için inc
1092 Okunma, 0 Yorum
Taha Kıvanç - Zaman
Ahmet Kirtekin

Eylemleriyle 100'e yakın insanın canını alan Anders Behring Breivik'in İslâm-karşıtı bir Norveçli olduğu ortaya çıktığı andan itibaren dünya medyasını artan bir dikkatle izliyorum.

Eylemci Norveç'te yaşayan bir Müslüman olsaydı herhalde en az on misli daha heyecanla verirlerdi bu haberi...

Tekil bir eylem değil bu, bakarsınız başka ülkelerden arkası gelebilir...

Hayatının son beş yılını her ânını en ince ayrıntısına kadar planlamaya ayıran Breivik, üyeleri Batı dünyasının dört bir tarafına yayılmış bir örgüt adına işledi cürmünü...

Oslo'daki eyleme '1. Yeni Haçlı Seferi' de diyebiliriz.

Breivik 2002 yılı Nisan ve Mayıs aylarında Londra'da yapılan bir toplantıya katılmış... Avrupa Tapınak Şövalyeleri toplantısına... "Toplantıya Norveç delegesi olarak katıldım ve beni 8. Şövalye yaptılar" diyor, şimdilerde herkesin haldır haldır okuduğu 1500 sayfalık manifestosunda...

Kendisine bazı uzun-erimli görevler verilmiş; bunlardan biri, toplantıda konuşulanlardan hareketle bir manifesto yazmakmış... "Bu görev iki kişiye verildi, biri bendim" diyor Breivik... Artık Avrupa'da bir Haçlı milliyetçiliği başlatacaklarmış... Çalışma biçimlerini de şöyle anlatıyor: "Herkesin bir kod-adı var, benimki 'Sigurd' (Haçlı); bağlı olduğum Üstad'ın ise 'Aslan Yürekli Rişar' anlamına 'Richard'; buradakilerin en genci benim."

'Şövalye' yapıldığında henüz 22 yaşında olmalı Norveçli 'Haçlı'...

On yıl kadar önce üstlendiği görevi cuma günü başarıyla yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Onca yıl kendisini kem gözlerden saklamayı bildi. 1500 sayfalık manifestosunu kaleme aldı. Bomba için gerekli malzemeleri ve ölümcül silâhları temin etti. Günü geldiğinde de bombayı patlattı, çocukları öldürdü...

Manifesto bildik 'İslâm-karşıtı' tiplerin yazıp söylediklerinin bulamacı... Breivik de bunun farkında. Bir yerde, "Üstlendiğim eylem yüzünden işleyeceğim günah yanında başkalarının düşüncelerini çalmamın lâfı mı olur?" diye soruyor... Kaleme aldığı metinde görüştüğü, düşüncelerini paylaşan onlarca isim sayıyor, ama kendisi gibi Londra toplantısına katılmış ve 'uzun-erimli eylemler' için hazırlanmakta olan 'Tapınak Şövalyesi' diğer kişilerden hiç söz etmiyor...

İşe bakın ki, Norveç yetkilileri, kolayca erişilebilen 'Manifesto'da isimleri geçen kişileri henüz sorguya bile çekmedi.

Belki de bir 'yalnız şövalye'dir Breivik, kendisine yakıştırdığı misyonu paylaşan başka birileri yoktur... Akla gelen ilk düşünce bu. Ancak yanlış bir düşünce. Breivik'in çok-uluslu bir örgütün savaşçısı olduğunu, kendisinden başka savaşçılar da bulunduğunu, onların da kendi çevrelerinde eylemlere hazırlandığını 'Manifesto'dan öğreniyoruz...

Meselâ 2009 Noel'inde kaleme aldığı şu satırlardan: "Bir İsveçli Neo-Nazi örgütün ülkelerindeki A ve B grubundan hâinlere suikast girişiminde bulundukları iddiasını okudum. Bir Nazi armasını çaldıkları için yakalanmışlar. Hmmm... Bu tiplerin gerçekten Nasyonal Sosyalist mi, yoksa kültürel Marksist propagandaların bir unsuru mu olduklarını hep merak ettim. Belki de benim gibi Tapınak Şövalyesi'dirler, kardeş hücrenin mensupları??? Sanırım bunu isimleri yayınlanana kadar öğrenemeyeceğim."

Yine de kuşkulu. Şundan: "Eskimiş, geleneksel ve kolayca anlaşılabilir hiyerarşik bir askeri hücre modeli kullanıyorlar; bu da onların bizim direniş grubumuzla ilgisi bulunmayan eski model bir yapı olduğuna işaret ediyor..."

Neye hazırlandığı anlaşılmasın diye günlük hayattan bütünüyle kopmamış Breivik; dostlarının yaş günlerine, çağrıldığı davetlere katılmış... Bir davette kendisi dışında hemen herkesin 'Şövalye' olarak savaşmaya yemin ettiği kafa yapısında aydınlar olduğunu fark edince şunları düşünmüş: "Konuklardan birinin Norveç ve Avrupa Direniş Hareketi'yle irtibatlı bir örgütün Tapınak Şövalyesi olduğunu bilselerdi ne olurdu acaba? Herhalde hemen dışarı atarlardı beni. Bunu anlayışla karşılıyorum; çünkü böyle örgütlerle veya o örgütlerin üyeleriyle herhangi bir ilişkileri olsaydı kariyerleri sona ererdi..."

Türkiye'yi de yakın takibi altında tutmuş Norveçli Haçlı; kendisi gibi Tapınak Şövalyeleri'nin yeniden ortaya çıkmasını Osmanlı İmparatorluğu'nun ihya edilmekte olduğu vehmine bağladığı anlaşılıyor. Manifestosu'na koyduğu '2083' tarihi Osmanlı'nın 2. Viyana Kuşatmasının 400. yıldönümü zaten...

Silivri'de görülmekte olan 'Ergenekon' davasının özünü iyi kavramış: "Ergenekon neden hükümeti deviremedi?" sorusundan kendisine de pay çıkarıyor: "Gizli faaliyet için şebeke çok büyük, mensupları çok cesur hale gelmiş... Hücreler, birbirleriyle haberleşirken, tedbir disiplinini elden bırakmışlar."

Norveç'te Anders Breivik ilk 'Güncel Haçlı eylemi' ile ortaya çıktı. Yayımladığı 'Manifesto' başka ülkelerdeki öteki Tapınak Şövalyeleri'nin kendisini takip edeceği izlenimini veriyor...

t.kivanc@zaman.com.tr   

 

26 Temmuz 2011, Salı

 

Yorum: Ekonomik kriz tartışmalarıyla başlayan bir hafta Norveç saldırıları ile son buldu. Hafta başında Hrant Dink davası sonuçlandı ve Ogün Samast mahkum edildi.

Amerika ve Avrupa ekonomik krizle boğuşurken terör eylemleri yeniden gündeme taşındı.

Türkiye’de de durum farklı değil, bir yandan ekonomik krizi tartışırken diğer yandan Hrant Dink davansın sonucu ile yüzleşiyoruz. Gazeteler Ogün Samast’ın 10 sene sonra hapisten çıkacağını yazıyor.

Ekonomi ile siyaset ve terör arasındaki bağlar yeniden sorgulanmalı. Şimdi birileri 11 Eylül saldırılarının bu süreçleri tetiklediğini söyleyecek. Amerika saldırıya uğramasa bunlar olmayacaktı. Ülkeler işgal edilmeyecek, insanlar öldürülmeyecek, işkence görmeyecek, tecavüze uğramayacaktı. Oysa sadece Edward Said’in çalışmaları bile bir çatışma paradigmasının bu saldırılardan çok daha önce kurulduğunu gösteriyor. Akademi ve medya 11 Eylül saldırıları olduğunda yıllardır bekledikleri bir dayanağa kavuşmuş oldular. Mesele sadece son 30-40 yıllık İslam algısı ve konumlandırılması da değil üstelik. Arka planını oryantalizmin şekillendirdiği bir İslam düşmanlığı söz konusu.

Hiçbir saldırı olmasa bile globalleşen dünyada ekonomik ve siyasal sorunlar çatışmaları kaçınılmaz kılmaktadır. İşsizlik bugün tüm dünyada ciddi bir ekonomik sorun haline gelmiştir. Gelişmiş ülkelerde ucuz göçmen iş gücü hala tepki ile karşılanmaktadır. İnsanlar onlar yüzünden daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalmaktadır. Ki bu nihayet yaşam standartlarının düşmesi anlamına geliyor.

Diğer taraftan kültürel ve dini haklar da ciddi bir tartışma meselesidir. Bazı Avrupa ülkelerinde hala bazı kültürel ve dini kısıtlamalar mevcuttur. Bir Avrupa ülkesine göre daha homojen olduğunu zannettiğimiz Türkiye’de bile bu sorunlar mevcuttur.

Genel itibariyle siyasi ve politik bir darboğaza yaklaşıyoruz. Türkiye Ak Parti yönetiminde değişim yönünde irade gösterebileceğini kanıtladı. Bunun devam etmesi gerekir. Diğer ülkeler bu konuda daha muhafazakar bir tutum içerisinde gözüküyorlar. Türkiye bu süreci ne kadar hızlı ve ne kadar açık/adil yürütürse o nispette güçlenir.

Arap ülkelerinde devrimler yaşanırken en büyük sebep yoksulluk olarak lanse ediliyordu, oysa Norveç örneğinde olduğu gibi refah seviyesi yüksek ülkeler de huzurlu değiller.

İnsanlığın bugün en büyük ihtiyacı barış. Sokaklardan başlayıp kıtalara yayılacak bir barış. Bu da ancak adalet merkezli siyasal ve ekonomik yapıların oluşmasıyla mümkün.

Birileri suçluları, karanlığı kovalamaya devam etsin, kendi kuyruklarını yakalayınca gündem yeniden değişecektir zaten. Onlar oyalanırken birilerinin de barışı inşa etmek üzere çok çalışması gerekiyor.

 

 

Ahmet Kirtekin






Sayı: 110 | Tarih: 24.07.2011
Ahmet Hakan
Bari “milli ibadet” deseydi
Putçuluk
2148 Okunma
12 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Silvan’dan sonra: Ne yapmalı?
Koruyamadığın yer senin değildir!
1222 Okunma
Tayibet Erzen
Mahir Kaynak
Ekonomik kriz beklentisi
Merkez Bankası
1180 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Gerçek Büyükler Övgü İstemez
Övülen Övüldüğünü Bilmez
1160 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Taha Kıvanç
Norveçli Haçlı'nın Manifestosu'nu sizler için inc
Savaş kızışırken barış için çalışmalı
1092 Okunma
Ahmet Kirtekin
Ahmet Taşgetiren
Ölülerin başlarına basarak...
İlk taşı günahsız olanınız atsın
1070 Okunma
Zübeyir Erol
Ebubekir Sifil
Refah Toplumları ve Terör
Batı Dünyasının Sahte Cenneti
1016 Okunma
Zafer Kafkas