Al sana açılım
1159 Okunma, 0 Yorum
Yılmaz Özdil - Hürriyet
Leyla Okta

21.08.2009

27 senedir gazetecilik yapıyorum... Ve, çalışma hayatımın en enteresan "sansür" olaylarından biri geldi başıma... "Açılım"ı destekleyen arkadaşların, iyi okumasını öneririm.

*

Tatilden döndüm...

"Kürtçe" başlıklı

bir yazı yazdım.

Bugün çıkacaktı.

*

Şöyle başlıyordu:

"Kimimiz Türk, kimimiz Kürt, kimimiz Laz, kimimiz Çerkez... Yahudimiz, Rumumuz, Ermenimiz, Rus gelinlerimiz, Alman damatlarımız; uzatmayayım, 'mozaik' derler, değiliz aslında, 'ebru'yuz, koskoca bir aileyiz... Ve, ortak bir vatanımız, ortak bir resmi dilimiz var bizim; Türkçe... Bizi, biz yapan."

*

Şöyle devam ediyordu:

"Dünyaya entegreyiz; İngilizce de öğreniriz, Japonca da... Elbette, anadilini de, mesela Kürtçeyi de öğrenmek en doğal hakkıdır yurttaşların... Ama, bu doğal hakkı, 'açılım' adı altında, 'resmi dil' haline dönüştürmeye çalışmak, bizi biz olmaktan çıkarmaz mı? 'Bizi bize yabancı' hale getirmez mi? İki lisanlı toplum olursak eğer... Birlikte yaşamak isteyen, sorunlarını konuşa konuşa çözme iddiasında olan, ancak, birbirinin dilinden anlamayan bir toplumu, hangi tutkal bir arada tutabilir?"

*

Ve, şöyle bitiyordu:

"Silahla beceremeyen bölücülerin tuzağına düşmemeli Türkiye... Kanın durması için teröriste bile şefkat gösterilebilir; bakarsın, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır... Fakat, farklı dil, kardeşi kardeşe yabancı haline getirir, ki, terörden tehlikelidir."

*

Yazı buydu.

Peki "sansür" nerede?

Şurada...

*

Yazıyı Kürtçe yazmak istedim!

*

Hayır...

Amacım, Türkiye'nin en etkin gazetesinde ilk Kürtçe makaleyi yazan kişi olmak değildi... Yukarıdaki satırları okuyacaktınız ve anlamayacaktınız.

Amacım işte buydu.

*

Araya "ikinci resmi lisan" girdiğinde... Farklı etnik gruplara mensup olan, ancak, Türkçe konuşarak, Türkçe yazarak, Türkçe okuyarak "anlaşan" bir toplumun, nasıl aniden birbirine yabancılaşacağını görecektik...

Kanıtı da, bu yazı olacaktı.

*

E hani sansür?

Buyrun...

*

Kürtçe bilmediğim için, Türkiye Çevirmenler Derneği'ne başvurdum, "Bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istiyorum" dedim. "Hay hay" dediler, İstanbul'daki "yeminli tercüme bürosu"nun telefonlarını verdiler. Aradım... "Hay hay" dediler, Kürtçe tercüman bulmak için iki gün izin istediler ve çevirme ücretinin de 180 lira artı KDV olduğunu belirttiler... "Hay hay" dedim, fatura bilgilerimi gönderdim, yazımın Kürtçe tercümesini beklemeye başladım.

*

İki gün sonra... Türkiye Çevirmenler Derneği'nden aradılar... "Kürtçe tercüman bulduklarını, hatta 8 tane Kürtçe tercümana başvurduklarını, ancak 8 tercümanın da bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istemediğini" söylediler...

*

Allah Allah!

Niye birader?

"Yazının içeriğini uygun bulmamışlar!"

*

(Bu arkadaşlar "yeminli" tercüman ama, yeminleri bi acayip... İçeriğini beğenirlerse, tercüme ediyorlar, beğenmiyorlarsa, etmiyorlar... Sanırsın, tercüman değil,

sansür kurulu!)

*

İşte böyle...

Terör, bizi bölemez.

Lisan, böler.

Cart diye.

*

Bizi bize yabancı eder.

Kanıtı da bu yazı.

 

 

Yorum:

Hiç kimse için anadilini konuşamazsın diye bir yasak yoktur. Kürtçenin kullanılması için resmileştirmeye gerek yokki. Halk arasında isteyen istediği dilde konuşabilir. (konuşuyorda) Ama ikinci bir dilin resmi dil yapılması olamaz. Olsa bile kim konuşacak, kim anlayacak. Bir devletin  sadece bir resmi dili olur. Türkiyede kürtler dışında, başka ırklarlardan insanların oluşunu düşünürsek onların da mı anadilleri resmi dil olsun? Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu sadece ülkenin bütünlüğünü bozmak isteyen bölücülerin fikirleridir.

 

Leyla Okta






Sayı: 11 | Tarih: 23.08.2009
Hayrettin Karaman
Zekât kimlere verilir, Zekâtın sarf yerleri
3543 Okunma
Hilmi Altın
Mahir Kaynak
Sabancı cinayeti
1553 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Kur’an Vakfı Kurulsun
1523 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Oktay Ekşi
Herkes mecbur mu?
1470 Okunma
Vahap Alma
Ahmet Hakan
Açılım andı
1465 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Hakan Albayrak
Muhatap almak veya almamak
1380 Okunma
Veysel İpekçi
Ahmet Altan
Toz Duman
1322 Okunma
Özer Ataç
Ruşen Çakır
Devlete rağmen devletin bekası
1306 Okunma
Tayibet Erzen
Cengiz Çandar
Diyarbakır’da biber gazı, “Kürt Açılımı”na biberli
1297 Okunma
Ekrem Fildişi
Reşat Nuri Erol
Kredi kartı ve bankalar
1286 Okunma
Ilker Ardic
Ahmet Taşgetiren
Saadet'i duymak
1246 Okunma
Zübeyir Erol
Fehmi Koru
İlk gününde Ramazan
1218 Okunma
Ahmet Kirtekin
Murat Bardakçı
İnsanın evliyası olur da atın evliyası olmaz mı?
1213 Okunma
Recep Yıldırım
Zülfü Livaneli
Çözüm için aklı sesi
1200 Okunma
Ali Bülent Dilek
Nazlı Ilıcak
Halının altına süpürdüklerimiz
1199 Okunma
Fatma Karuç
Mümtazer Türköne
Hilmi Özkök’ün Erdemi
1194 Okunma
Arif Ersoy
Mehmet Altan
PKK “neden” mi, “sonuç” mu?
1186 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Yılmaz Özdil
Al sana açılım
1159 Okunma
Leyla Okta
Abdullah Büyük
Merhaba ey onbir ayımızın sultanı
1151 Okunma
Sedat Aksakal
Fikret Bila
Etnik kimlik, milli kimliğin parçası olmaya engel
1139 Okunma
Harun Özdemir
Toktamış Ateş
Kürt Açılımı (2)
1130 Okunma
Osman Eskicioğlu