‘Kadın Bakanlığı’ da kaldırılıyor!
1047 Okunma, 0 Yorum
Ruhat Mengi - Vatan
Vahap Alma

‘Kadın Bakanlığı’ da kaldırılıyor!

Yıllardır “kadın ve çocuklara karşı şiddet” önlensin, hakimler suçluları serbest bırakacağına ağır şekilde cezalandırsın, bu şiddet türlerini teşvik niteliğindeki yasa maddeleri çıkarılmasın, Türkiye bu olayların zirve yaptığı, dünya ülkeleri arasında en kötü durumdaki ülkeler arasında yer almasın diye uğraştık, didindik.

 

Aslına bakarsanız bu uğraş tamamen “Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlığa ait” bir görevdi, aslına bakarsanız çocukları ve kadınları (şiddet diyemiyoruz artık) canavarca saldırılarla yok edilmekten kurtarmak bir hükümetin ve Kadın Bakanlığı’nın en başta gelen görevi olmalıydı ama olmadı. Bu nedenle ve “erkeklerin ‘kadın ve çocuk kıyımı’nı hiç sorun etmemesi nedeniyle” ülkenin kadın örgütleri ve medyanın küçük bir kesimi yapayalnız bırakılmış şekilde çırpınıp durdular.

 

Anne ve eş rolü yeter!

“Kadın” Bakanlığı uzun yıllardır görevleri konusunda son derece pasif bir tutum içinde olmakla birlikte en azından “Kadının ve çocukların ayırımcılığa, şiddete uğradığı bir ülkede” varlığı önemliydi. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi gibi “kadın haklarını da dünya çapında gözeten” kuruluşların muhatabı olarak da önemliydi. Onlarca yıldır ezilen nüfus kesimi kadınlar olduğu için bu isimle var olması da şarttı.

 

Şimdi Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu adına Başkan Canan Güllü tarafından gönderilen basın açıklamasından bu bakanlığın isminden “Kadın” kelimesinin çıkarıldığını; “Aile ve Sosyal Politika” adı altında yeni bir bakanlık kurulacağını, böylece “kadın adının bir kez daha yok sayıldığını” öğreniyoruz.

 

Meclis önünde yeni eylem

TKDF yaptığı açıklamanın; “Kadını birey olarak görmek istemeyen ve aile içine hapseden iradeye verilen tepki olduğunu, kadına ilişkin düzenlemelerin ‘toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için yıllardır mücadele veren kadın örgütlerinin görüşü alınmadan yapılmaması’ gerektiğini, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanıp imzaya açılan ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve bunlarla Mücadele Sözleşmesi’nin takibi konusundaki kararlılıklarını kamuoyuna duyurmak ve seçim sonucunda oluşacak yeni Meclis’in açılış haftasında ‘çocuk ve kadınların maruz kaldığı taciz ve cinayetleri protesto etmek’ amacıyla TBMM önünde yapılacak eylem için çağrıda bulunan deklarasyon olduğunu” anlattıktan sonra acil yanıt beklediklerini” bildiriyor.

 

Ülkeyi yönetenler “Kadınla erkek eşit olamaz, çünkü farklı yaratılmışlardır” derken bu ciddi sorun nasıl çözülebilir bilmiyorum ama ‘kadın ve çocuklarla ilgili mücadelenin’ hız kazanarak süreceğini biliyorum. Hükümet, kadın derneklerinin beklediği yanıtı vermelidir!

 

     Yorum:

 

     ‘Kadın’daki çözümsüzlük

     Sayın Mengi’yi okuyanlar bütün sorunun en güzel çözümünün kurulan her kurumun başına ‘kadın’ kelimesinin getirilişi olduğunu zanneder. Halbuki her hangi bir kurumun adının değişmesi o kurumun işlevselliğini azaltmaz-etkilemez. Sorun bakanlıktaki ‘kadın’ kelimesinin kaldırılması değil, insan kalitesidir.

     Günümüz Türkiye Müslümanlarına bakıldığında en temel sorun ‘Kuran’dan uzak kalıp Müslüman kalmak’ felsefesi doğrultusunda çağdaşlaşma(!) arzusudur. Kuran’da Yahudi ve Hıristiyan’ların, Yahudi ve Hıristiyanlardan başkasının cennete giremeyeceklerini savundukları için açıkça eleştirilmişlerdir. Günümüzde biz Müslümanların aynı hataya düşüp tembelleştiği aşikardır. Bu düşünce sonucunda vardığımız nokta Kuran’ı yeterince dikkate almayıp Kurani bir yaşamın dışında kalmaktır. Binaenaleyh insan kalitesi düşmektedir. Eğitim, çalışma ve inancın olmadığı yerde cehalet ve zorbalık hüküm sürer. Zorbalığın en kolay ve rahatı kendinden daha az güce sahip olana yapılanıdır. Bunlar da genellikle kadın ve çocuklardır.

     Kısaca özetlemek gerekirse ihtiyaç duyulan tek şey, eğitim ve Kurani bir yaşamdır. Bazı kelimelere takılıp çözümün ekseni dışına çıkmak tamamen popülarite ve ucuz kahramanlık göstergesidir. Bu tür zırvalıkların peşinden koşmaktansa çıtayı biraz daha yükseltip ciddi çözüm önerileri sunmak esas olandır.

     Saygılarımla…

 

 

Vahap Alma






Sayı: 102 | Tarih: 29.05.2011
Ahmet Taşgetiren
Çok ırklı tek millet
Kaş yapayım derken göz çıkarmak
1947 Okunma
11 Yorum
Zübeyir Erol
Ahmet Hakan
The İmam
The namaz kıldırma memuru
1330 Okunma
7 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ebubekir Sifil
Seçim, Toplumsal Mutabakat ve Dinin Yaşanması
Dinle Alakası Olmayan Dindarlar
1272 Okunma
2 Yorum
Zafer Kafkas
Zülfü Livaneli
siyasetçi kasetlerinden kime ne
laik değil layık imam
1056 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ruhat Mengi
‘Kadın Bakanlığı’ da kaldırılıyor!
‘Kadın’daki çözümsüzlük
1047 Okunma
Vahap Alma
Mehmet Şevket Eygi
Günahkar, Kusurlu, Hatalı Müslümanlar
Tekrar çok, çözüm yok!
1037 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Kim yapmış olursa olsun sorumlu PKK’dır
Barışın adı 'Doğu'
1025 Okunma
Tayibet Erzen
Mahir Kaynak
Kim olacak?
Terörü Önlemek
998 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle