‘Dış Mihraklar’a karşı yüksek yargıyı koruyalım!
1137 Okunma, 0 Yorum
Bekir Berat Özipek - Star
Bünyamin Demir

Şimdi hedef Anayasa Mahkemesi” başlığıyla veriyor, Hürriyet’ten Mehmet Y. Yılmaz.

ABD’li uzman Prof. Henri Barkey, “Kürt açılımı” ile ilgili olarak atılacak adımlara karşı en büyük tehlikenin Anayasa Mahkemesi olduğunu söylemiş.

Barkey, hükümetin Kürt açılımı çerçevesinde düşündüğü reformların “Anayasa’da revizyon, kültürel adımlar ve yerel yönetimlere daha fazla yetki gibi ayaklarının bulunduğunu” ve Anayasa Mahkemesi’nin bu reformlar için ayak bağı olabileceğini belirtmiş.

Barkey yerden göğe haklı.

Ama galiba bunu söylemememiz gerek.

Çünkü:

“Barkey’in bu açıklamasının bir tür ‘işaret fişeği’ olduğunu düşünüyorum”

diyor Hürriyet yazarı, Şimdi hep birlikte göreceğiz ki yandaş medyada Anayasa Mahkemesi’ne karşı bir süredir

askıya alınmış gibi görünen savaş

yeniden açılacak”.

Şimdi ne yapsak?

Artık ne desek, işaret fişeğiyle harekete geçmiş yandaş medya olacağız...

Acaba bu pozisyona düşmemek için sorunu sineye mi çeksek?

Şimdi ben desem ki:

“Ekmek çarpsın ‘Amerikancı’ değilim, yıllardır insan hakları alanında çalışan bir akademisyen ve bir aktivist olarak, öteden beri Anayasa Mahkemesi’nden ve bütün bir yüksek yargıdan şikayetçiyim, hem de ‘Akepe’nin daha ortada olmadığı zamanlardan beri;

Yüksek yargı organlarının hukuka aykırı kararlarından bıktım. Bu kararlar benim adalet duygularımı incitiyor, eziyor;

Kendisini hukukun değil rejimin bekçisi olarak gören, gerçek anlamda kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanmayan, demokratik süreçlerden bağımsız oluşturulan,

halk tarafından seçilmeyen ama halk adına karar veren ideolojik bir yargı istemiyorum;

İstediğim afaki bir düzenleme falan da değil. Çağdaş demokrasilerde yüksek yargı nasılsa bizde de aynen öyle olsun istiyorum. Yani yüksek yargı kendi kendisini seçen bürokratik bir erk olmasın, seçilmiş üyelerden oluşan demokratik bir erk olsun istiyorum;

Sizin halk korkunuz yüzünden (kibarcası “Türkiye’ye özgü koşullar” nedeniyle) evrensel hukukun nimetlerinden daha fazla mahrum kalmak ve bu devletçi yargı sistemine teslim olmak istemiyorum...

...yandaş mı olacağım?

Benim “yandaş, Amerikancı” türünden ucuz psikolojik baskı manevrasından ürküp sesimi kesmeye hiç niyetim yok!

Çünkü biliyorum ki, “Kürt Açılımı” veya herhangi bir ciddi demokratik açılım, bu yüksek yargı sistemiyle mümkün değil.

Bu ülkede Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve HSYK’nın evrensel hukuk ve demokrasi temelinde yeniden yapılandırılmasını içeren yeni bir anayasa olmadan kayda değer hiçbir demokratik dönüşüm olmaz.

İspanya da aynı sorunu yaşamıştı.

Demokrasiye geçerken Suárez Hükümeti, Komünist Parti’nin (PCE) legalleştirilmesi dahil pek çok konuda eski düzeni koruma misyonunu sürdürmeye çalışan yargının engellemeleriyle karşılaşmıştı; bu yapı korunduğu sürece biz de karşılaşıyoruz ve karşılaşacağız.

Anayasa Mahkemesi’nin açılım sürecinde nasıl bir sorun olacağını anlayamadığını yazıyor M. Yılmaz.

Ve şaka gibi ama aynen şöyle söylüyor: “Açılım çerçevesinde çıkarılacak kanunlar, Anayasa’ya uygun olduğu sürece nasıl bir tehlike olabilir ki?”

Bunca zaman sonra, yüksek yargının kendi itibarını ayaklar altına alma pahasına verdiği onca bariz hukuksuz karardan sonra hala böyle söyleyen biri varsa,

ona 367 tane gerekçe gösterseniz bile boşuna demektir.

Barkey veya bir başkası; Amerikalı veya Türkiyeli söylesin...

Bu ülkenin bir yüksek yargı sorunu var ve bu tespit, onu yapanların kimliğinden bağımsız olarak tamamen doğru.

Önemli olan da bu

 

Yorum:

“halk tarafından seçilmeyen ama halk adına karar veren ideolojik bir yargı istemiyorum

 

Akademisyenler yazarlar düşünürler siyasetçiler ilim adamları yani toplumun her kesimi hukuk sisteminin eksikliğinden bahsediyor. Sorunun tespiti doğru ancak önerilen çözüm ne kadar sonuca ulaştırır tartışılır. Batı hukuk sitemine göre revizyon ;

 

Mevcut hukuk sistemi batından devşirme değimli?

 

Revize edince ne değişecek ?

 

ideolojik kararlar alınmayacak mı ?

 

hakimlere düşünce testimi yapılmalı ?

 

Görülüyor ki batı tarzı kumaşlar bizim bedene uymuyor. Artık kendi gömleğimizi dikme zamanımız gelmiştir.

 

 

 

Bünyamin Demir






Sayı: 10 | Tarih: 16.08.2009
Can Ataklı
Amerika'da zenci partisi neden yok?
2250 Okunma
Mesut Karaaytu
Ahmet Altan
ORDU AÇILIMI
1441 Okunma
Özer Ataç
Abdullah Büyük
Doğu açılımı
1416 Okunma
Sedat Aksakal
Oktay Ekşi
İsim fetişizmi
1300 Okunma
5 Yorum
Vahap Alma
Ahmet Hakan
Aykırı mezundan imam hatip ağıdı
1253 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Nazlı Ilıcak
Sevmeye vakit yok
1233 Okunma
1 Yorum
Fatma Karuç
Yılmaz Özdil
Sülün Osman turizmi
1230 Okunma
1 Yorum
Leyla Okta
Hayrettin Karaman
İslam ve Zenginlik, Yardım Kuruluşları ve Ramazan
1229 Okunma
1 Yorum
Hilmi Altın
Ahmet Taşgetiren
Ümmet bilinci, evet...
1209 Okunma
Zübeyir Erol
Fikret Bila
Kamuflaj Çabalar
1189 Okunma
2 Yorum
Harun Özdemir
Ruşen Çakır
Kürt sorununu kardeşlikten şaşmadan tartışabilmek
1189 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Reşat Nuri Erol
Kredi kartı batakları artarken...
1183 Okunma
Ilker Ardic
Cengiz Çandar
Abdullah Öcalan’dan “karışık sinyaller”…
1180 Okunma
Ekrem Fildişi
Zülfü Livaneli
Fikir mi önemli,kimin söylediği mi?
1153 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek
Toktamış Ateş
Kürt Açılımı (1)
1153 Okunma
Osman Eskicioğlu
Mehmet Altan
En alttakiler - Alttakiler - Üstekiler...
1139 Okunma
Mehmet Hikmetumut
Bekir Berat Özipek
‘Dış Mihraklar’a karşı yüksek yargıyı koruyalım!
1137 Okunma
Bünyamin Demir
Fehmi Koru
Bir sorunu çözerken...
1133 Okunma
1 Yorum
Ahmet Kirtekin
Mahir Kaynak
Enerjide bağımlılık
1117 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Aldanmayınız
1075 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Murat Bardakçı
Peygamber'in hırkası değil, sanki Ayşe Teyze'nin e
1065 Okunma
Recep Yıldırım


© 2024 - Akevler